MERHABA... DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ OSMAN YALÇINTAŞ'IN WEB SİTESİNE HOŞGELDİNİZ

   
 
  SATANİZM:ŞEYTAN'IN HİLELERİ

ŞEYTAN’IN HİLE VE TUZAKLARI:

 

MEVLÂNÂ DERKİ;

“ Sen bu imân husûsunda şeytanın oyununa gelme. O öyle bir hırsızdır ki, karanlık geceleri kollar ve fırsatını bulunca kapına gelir, tıklatır. Sen de kapıya çıkar elindeki kandili tutuşturarak gelenin kim olduğunu görmek istersin. Fakat çakmağı her çakışında o hırsız kavı tutup söndürür. Sen de karanlık dolayısıyla bunu görmeyip hakikatin dışına çıkar ve “ kav nem kapmış” dersin. Böylece kavı söndüren hırsız sana gizli ve meçhul kalır da sen ondan gâfil olursun. Şeytan, senin imân kandiline gaflet karanlığında işte böyle müdâhale etmektedir. Dolayısıyla seni asıl müessirden bigâne bırakıp gönül hânenden bütün faziletleri çalmakla ve neticede seni âhiret müflisi hâline getirmektedir. Böyle giderse gözün ve gönlün ne eserden haberdar olur, ne müessirden!..”

 

ÖNSÖZ

 

         Değerli okuyucularım, bu broşür özellikle arayış içinde olan kendini isbatlama çağında bir şeyler yapma çabasında olan gençlerimiz için hazırlanmıştır.

         Şeytan, insanın en büyük düşmanıdır. İnsanı aldatmaya vesvese vermeye ve zarara uğratmaya yeminlidir. Fakat istediği zaman istediğine zarar veremez. Hakimiyeti herkese değildir. İnsan isterse, şeytanın tuzağına düşmez. Onun için şeytandan korkmaya gerek yoktur.

         Bazı gençlerimiz, içine düştükleri mânevi boşluk içerisinde, biraz da meraktan şeytanın tuzağına düşmüştür. Ana baba ve yetkililerin ilgisizliği ve bazı yöneticilerin dine ve dindara yanlış tavrı da satanizm için yayılma ortamı hazırlamıştır. Biz bu broşürde satanizmin merak edilecek ve ilgi duyulacak bir konu olmadığını, bir de gençlerin bu yolla kazanacakları hiçbir şey olmadığını, aksine hatadan hataya düşüp, hatta hayatlarını söndürüp karartacak suçlar işleyeceklerini, örnek ve delilleriyle ortaya koyacağız.

         Yanlış yapmanın ve pişmanlıkların baş sebebi bilgisizliktir. Yanlışla doğruyu mukayese edecek bilgi ve gücün olmayışıdır.

         Dinî inancın zayıf ve yanlış oluşuda şeytanın yeminini gerçekleştiriyor.

         İnanıyoruz ki, satanizme meyleden veya satanizme inanmış olan gençlerde bizim insanımızdır, bizim gencimizdir. Onları bu hale getiren de ilgisizlik ve içinde bulundukları arkadaş ortamıdır. Eğer istenirse, onlar da değişebilir.

         Bu kitapçıkta şeytanla ilgili, şeytana tapma ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağız. Tehlikenin eşiğine gelmiş veya gelecek gençlerimize faydalı olabilirsek ne mutlu bize.

         Hidayet Allah’tan.

 

SATANİZM

 

I. BÖLÜM : ŞEYTAN NASIL BİR VARLIKTIR?

 

1. ŞEYTAN

Şeytan; muhalefet etmek, bağlamak, uzak olmak manalarına gelir.

         Ayrıca şeytan, rahmetten, ilâhî feyzden nasibsiz demektir.

         Şeytanın telkinden başka bir gücü olmamasına rağmen halk arasında güçlü, zarar veren, kötülük eden ve kötülüklerin sembolü olarak bilinir.

         Meleklerin hocası iken, Adem (AS) yaratıldıktan sonra Cenab-ı Allah “Adem’e secde edin (tanıyın, boyun eğin) diye emretmiştir. Melekler bu emre uydukları halde, şeytan uymamıştır. Üstünlük iddiasında bulunmuştur. “Ben ateşten yaratıldım, Adem ise çamurdan yaratıldı” demiştir. Cenab-ı Allah da: “Büyüklük taslamak senin haddin değildir. İn oradan, çık git. Sen aşağılıklardansın” demiş, şeytanı kovmuştur. (Bak: A’raf sûresi : 11-13).

         Şeytan, cinlerin inanmayanlarıdır. Kur’anda “İblis” de denir.

 

2. ŞEYTANIN VARLIĞI

         Şeytanın varlığı, Kur’an ve hadislerle sabittir. İslâm âlimleride varlığını kabul etmişlerdir. Varlığı inkâr edilemez.

         Görünmez, insanları sapıtır, hep çirkin işler için yol gösterir. Hatta kendine taptırır.

         “Gözle görülmeyen, varlığı kesin, azgınlık ve kötülükte çok ileri giden, kibirli, âsi, insanları saptırmaya çalışan varlıklardır.” (Divantaş, İlmihal:1/89).

         Kur’an’da : “Zehirli ateşten yaratılmıştır.” (Hıcr Sûresi : 27) buyurur.

         “Şeytan Allah’a sorar:

-Benim kitabım ne? Allah (cc) :

-Senin kitabın dövmedir. Şeytan :

-Yemeğim nedir? Allah (cc) :

-Üzerine besmele çekilmeyen şeylerdir. Şeytan :

-İçeceğim nedir? Allah (cc) :

-İçkidir. Evin hamam, tuzağın kötü kadın, çağırıcın çalgı, eğleneceğin yerlerde çarşılardır” der. (Ramuz : 332/4).

Şeytan, görülmüyor diye inkâr edilemez.

 

3- NEDEN YARATILMIŞTIR?

         Şeytan, boşuna yaratılmamıştır. Onun yaratılışında hikmetler vardır.

         Şeytanın yaratılması şer değildir. Kötü değildir. Şer ve kötü olan, şeytana uyup şer ve kötü iş yapmaktır.

         «İnsan, herşeyi kendi dar dairesinde ve elindeki küçük neticelere göre değerlendirme meylindedir. Oysa Allah’ın yaratması, umum netice ve faydalara bakar”. (M. Fethullah Gülen, İnancın Gölgesinde: 1/77).

         Bazıları, “Şeytan kötüde neden yaratılmıştır?” diyor. Herşey zıddı ile kıymet bulur. Dünyada dengenin kurulabilmesi için hayrında şerrinde, iyinin de kötünün de temsil edeni olacaktır.

         Mevlana Hz.lerine:

         -“Efendim mahallemizde kötü kadınlar türedi. Dua edinde onlardan kurtulalım” derler. Mevlâna:

         -Onlar olmasa, evlerinizdeki iffetli ve namuslu kadınların kıymetini nasıl takdir edeceksiniz? Der.

         Şeytanın yaratılmış olması, aslında nimettir. Neden mi? Şeytandan kaçılacak, Cenab-ı Allah’a sığınılacaktır. Böylece kul, hem Allah’ın rızasını kazanmış, hem de Allah’a yaklaşmış olacaktır.

         Şeytanın yaratılmış olmasındaki bir neden de : imtihandır. Cenab-ı Allah: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zâriyat sûresi : 56) buyurmuş, şeytanı imtihana tabi tuttuğunu bildirmiştir.

         Bir de şeytan sebebiyle Allah (c.c), bütün insanları imtihana tabi tutmuştur. Kim kime tapacak, kim kime kulluk yapacak ortaya çıksın istenmiştir. (Bak Hac Suresi : 52-53)

         Cenab-ı Allah’ın yarattıklarında kötülük yoktur. Hirbir şeyi boşuna yaratmamıştır. Allah, şeytanı yaratmış, bize de “şeytana uymayın, aldanmayın” demiştir. Yani insan, şeytana uymazsa, şeytan ona zarar vermez ve şeytan onun için kötü olmaz.

         Şeytan yaratılmamış olsaydı, Ebû Bekir (ra) ile Ebû Cehil aynı seviyede olacaktı.

         Cin ve şeytanın yaratılış sebeplerinden biri de Kur’an’da şöyle ifade edilmiştir.

         “Cinler ve insanlardan bir çoğu Cehennem için yaratılmıştır. (A’raf Sûresi : 179) + (Hûd Sûsesi : 119).

         Demek ki, yeryüzünde hiç bir şey manasız ve boşuna yaratılmamıştır. Herşey bir sebebe, bir hikmete dayalı olarak yaratılmıştır.

 

4- ŞEYTAN NASIL BİR VARLIKTIR?

         İnsanın gözü, bazı şeyleri görmeye müsaid değildir. İnsanın göremediği şeylerden biri de şeytandır. İnsanlar onu değişik varlıklar ve şekillerde görürler. Ama şeytan gördüklerinin farkında değillerdir.

         Allah, melekleri nurdan, insanı topraktan, şeytanı da ateşten yaratmıştır.

         Şeytanların erkekleri dişileri vardır. Ürerler. Eli ayağı vardır. Hz. Peygamber: “Şeytan sol eliyle yer” buyurmuştur. Onlar da yerler, içerler.

         İnananları vardır, inanmayanları vardır. Hızlı hareket ederler, değişik şekillere girme kabiliyetleri vardır.

         Şeytan, kıyamete kadar yaşama imkânını elde etmiştir. “Şeytan: Bana; insanların tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver” dedi. Allah da; Haydi, sen mühlet verilenlerdensin “Buyurdu! (A’raf Sûresi  14-15).

         Şeytan, hep insanların kötülüğünü ister, işi gücü vesvese vermektir, kötü telkindir, hiledir, aldatmaktır. İnsanların rüyalarına girerler.

         Şeytan, gübre yer, kemik yer. (Bak : Ramuz’el Ehadis : 376/9-İ.Caran, Hadis Ans. 6/230).

         Bir de Allah’ın adının anılmadığı yiyecekler, şeytana aittir. (Age : 3/128).

         Hz. Peygamber: “Şeytan, besmele çekilmemiş yiyeceği kendine helâl görür” buyurmuştur. (Ramuz el Ehadis : 102/5).

         Bir de israf edilen yiyecekleri şeytan yer ve onlarla güçlenir.

 

5- NERELERDE EĞLEŞİR?

         Şeytan her mekanda eğleşmez. Şeytan, tuvalet, banyo, bulaşıklıklar, çöplükler, kuytu yerler, çarşı pazarlar, israf yapılan yerler, kumar, içki, fuhuş ortamları, Kur’an okunmayan, ibadet yapılmayan evler, resim, köpek bulunan evler, sövüp siğen ve lânet okuyanların yanı, yani her türlü kötü ortamlarda eğleşir.

         Şeytan, kötü insanlardan ayrılmaz. “Harap yerlerde eğleşir”. (Ramuz el Ehadis : 20/2)

         Şeytan, Kur’an okuyandan, kuran okunan yerden kaçar, oralarda eğleşmez. (Ramuz el Ehadis : 467/10).

         Şeytan namaz kılandan kaçar “belimi kırdın” der. Bir de ezanı duyunca kaça. (Age : 102/7).

         Bir hadislerinde de peygamberimiz :

         “Yemek yerken, uyurken şeytanın yanında ve evinde barınmamasını istiyorsa, evine girerken selam versin ve yemeği besmele ile yesin” buyurmuştur. (Age : 423/11).

         Her türlü günah ortamı, şeytanın eğleştiği ve barındığı ortamdır.

        

5-ŞEYTAN KIYAMETE KADAR VAR OLACAKTIR.    

         Dünya var oldukça iyi kötü, hayır şer, iman küfür mücadelesi devam edecektir.

         İnsan, iradesini iyi yolda kullanırsa, Cenab-ı Allah’ın desteğini bulacak, kurtulacaktır, kötü yolda kullanırsa, şeytanın desteğini bulacaktır. Allah da ona mühlet vermiştir. (A’raf Sûresi : 15) + (Sad Sûresi : 79-81)

         Hz. Peygamberin haber verdiğine göre; şeytan Cenab-ı Allah’a :

         -“Canı çıkıncaya kadar kullarını iğfal edeceğim, sapıtacağım” demiş Allah da ona:

         -“Ben de onları pişman olup tevbe ettikçe affedeceğim” cevabını vermiştir. (Ramuz el Ehadis : 102/3).

         Bu, şu demek, şeytan kıyamete kadar görev yapacak ve insanları kıyamete kadar aldatıp kandıracaktır. Yani telkin gücünü bu dünya var oldukça sürdürecektir.

 

7-ŞEYTAN HANGİ ŞEKKİLELERE GİRER?

         Şeytan, her yerde her zaman değişik varlık olarak ve şekil olarak insanın karşısına çıkabilir.

         Hz. Peygamber şöyle demiştir.

         “Cin taifesi üç kısımdır : Üçte birinin kanadı vardır, havada uçarlar. Üçte biri yılanlar, köpekler şeklindedirler. Üçte biri de göçebe olup, insanlarla beraber dolaşırlar. (Ramuz el Ehadis : 200/17).

         Şeytan, kedi, köpek, keçi ve yılan şekillerine daha çok girer. Adem ile Havva’yı yılan şekline girerek aldatmıştır.

         Şeytan, insan şekline de girer. Daha çok kötü önsanların şeklinde görünür. Ancak Hz. Peygamberin şekline giremez. Peygamberi bir insan, değişik şekilde görürse, o peygamber değildir. Allah Rasulü şeytanın kendi kılığına giremeyeceğini şöyle ifade etmiştir :

         “Bir kimse beni rüyasında görse, gerçekten beni görmüş olur. Zira şeytan, benim kılığıma giremez.” (Prof. Dr. Ali Yardım, Peygamberimizin Şemali : s. 503).

        

8-       HERKESİN BİR ŞEYTANI VARDIR

         Nasıl herkesin koruyucu meleği varsa, peşinde ondan ayrılmayan birde şeytanı vardır. Onu aldatmak, yanıltmak ve saptırmak için sağında, solunda, önünde, arkasında dolaşır durur.

         Bu durumu Allah Rasülü şöyle ifade etmiştir :

         -“Kocası gurbette olan yabancı kadınların yanına girmeyin. Zira şeytan herbirinizin içinde, vücudunuzda kanın dolaştığı gibi dolaşır.

         -Sende de mi dolaşır ya Rasûlüllah? Denilince :

         -Bende de dolaşır. Ancak Allah bana yardım etti de şeytanım müslüman oldu cevabını verir. (Tirmizi Radâ: 17).

         Birgün Hz. Aişe (ra) peygamberi her kadın gibi kıskanır.

Peygamber ona:

-Kıskandın mı? Der. Oda :

-Evet cevabını verir. Hz. Peygamber:

-Sana yine şeytanın gelmiş olmalı der. Hz. Aişe :

-Benim şeytanım mı var? Deyince, Peygamber (AS) :

-Şeytanı olmayan yok der. Bu defa Hz. Aişe (ra):

-Senin de var mı? Diye sorunca peygamber:

-Evet. Ancak Allah’ın yardımı ile benimki benden vazgeçti der. (Prof. Dr. İ. Canan, K. Sitte: 12/103).

Demek ki şeytan çok yakınımızda ve herzaman bizimle. Böyle olunca çok uyanık ve çok dikkatli olmalıyız. Ona asla fırsat vermemeliyiz.

 

II. BÖLÜM : ŞEYTAN İNSANI ALDATIR

1. ŞEYTANIN GÖREVLERİ :

Şeytanın yaptığı ve yapmaya devam edeceği işleri şöyle sıralayabiliriz.

-Allah’a isyan ettirmek.

-İnançsız hale getirmek, şirke düşürüp, iman ve nikâhtan etmek.

-Bid’atlerle amel ettirmek.

         -Büyük günahlar işletmek, bunu yapamazsa küçük günahlarla oyalamak.

         -Haram yedirip içirmek için haramı, günahı cazip göstermek.

-Ciddi meseleleri unutturup, boş ve faydasız işler yaptırmak, sevabı az işler işletmek.

-İbadetten alıkoymak, yapılan ibadetlerin sevabını boşa çıkarmak.

Şeytan, Bilal-i Habeşi namaz kılarken onu yatırmış, uyuması için bir çocuk nasıl sallayarak uyutulursa, öylece onu sallayarak uyutmuştur. (Prof. Dr. İ. Canan K. Sitte : 7/370).

-“İbadetler için daha var daha gençsin “ deyip geciktirtmek.

-Zekattan, sadakattan ve yardımdan “cimri olursun, senin malında başkasının ne hakkı var” diyerek alıkoymak.

-Dünyayı sevdirip, ahireti unuttturmak vb...

Cenab-ı Allah: “Şeytan sizi aldatır, ateş ehlinden olmaya çağırır.” (Fatır Sûresi : 6).

“Şeytan Adem’le Havva’yı ayıp yerlerini açarak cennetten çıkardığı gibi sizide şaşırtıp bir belaya düşürmesin...” (A’raf Sûresi : 27). Bu âyetlerle Allah bizi uyarmıştır. Şeytanın hile ve tuzaklarına karşı uyanık olmalıyız. Uyanık olmayanlarla şeytan hep alay eder, dalga geçer. Kendisini hafife alanı da alt eder. Kısaca, şeytanın görevi şeytanlıktır.

 

2-ŞEYTAN İNSANIN DÜŞMANIDIR.

         Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şu ayetler şeytanın insanın düşmanı olduğunu ve insanı saptırdığı bildirilmiştir.

         -“Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin için açık bir düşmanınızdır. O size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (Bakara Sûresi : 168-169).

         -“Sakın şeytanın peşinden gitmeyin; çünkü o apaçık düşmanınızdır.” (Bakara Sûresi : 208).

         -Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliği ve kötülüğü emreder”. (Nûr Sûresi : 21).

         -“İnsanlardan ihlâsa erdirilmiş kulların bir yana, and olsun hepsini azdıracağım” (Sâd Sûresi : 82-83).

         “Kim şeytanı yoldaş edinirse, bilsin ki şeytan, onu saptıracak ve cehennem ateşine sürükleyecekitir.” (Hac Sûresi : 5).

         -“Kullarıma söyle sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü o, insanın apaçık düşmanıdır.” (İsrâ Sûresi : 53).

         -“Şeytan onları etkisi altına aldı da kendilerine Allah’ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın yandaşlarıdır. İyi bilin ki şeytanın yandaşları hep kayıptadır.” (Mücadele Sûresi : 19).

         -“Şeytanın doğru yoldan alıkoydukları, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.” (zuhrûf Sûresi : 37)

-“Şeytan sizin düşmanınızdır. Siz de onu düşman bilin. O, kendi taraflarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.” (Fatır Sûresi : 6).

         Bu ayetlere göre şeytan, insanın her zaman kötülüğünü ister, kötülüğe çağırır. Davetine uyanları saptırır, günah işletir.

 

3- ŞEYTAN İNSANI ALDITIR-SAPTIRIR

         Cin ve şeytanlar her zaman insanları saptırmaya, aldatmaya yeteneklikdirler. Hz. Adem’le Havva’yı aldattıkları gibi bütün insanları aldatır. Çünkü şeytan aldatma gücüne sahiptir.

         Zevk sefayı, nefsin arzularını ve dünyanın güzelliklerini cazip gösterir, haramı, günahı süsler püsler güzel gösterir. Yani kötüyü allar pullar yutturur. Şeytan aldatmaya yeminlidir. Bu onun görevidir. Aldatırken merhametide yoktur. Bugüne kadar bir çok insan, şeytandan zarar görmüştür.

         “Şeytana parmağını kaptıran, kolunu kaptırır” derler doğrudur. Şeytan, insanla doğarken uğraşmaya bir başlar, ölüm döşeğine kadar son anda bile hedefi, insanın imanını çalmaktır. Yani ölürken bile insanın imanını çalmaya çalışır.

         Hz. Mevlâna şöyle der : “Ben ölünce vah vah, yazık yazık deme. Eğer şeytanın tuzağına düşersem, vah vah, yazık yazık o zaman denir.” Der.

         Hz. Peygamberin ifadesiyle : “Şeytan kanın ulaştığı her noktaya ulaşır, kalplere kötü şeyler atar” (Buhari İ’tikaf :

         Bu konu ile ilgili şu âyetleri nakledelim :

         -“Şeytanın kötülüğü, çirkini emrettiği” (Bakara : 169).

-“Şeytanın ne varsa güzel ve süslü gösterdiği” (Fussılât : 25) (E’nam: 43).

-“Adımlarını takip edenlere yüzkızartıcı şeyleri ve kötülüğü emrettiği” (Nûr : 21).

-“Saptırmak için insanın önüne geçeceği” (A’raf : 16) “Önlerinden arkalarından, sağlarından, sollarından insanlara yaklaşacağı” (A’raf : 17).

-“Şeytanın insanı azgınlığa sürükleyeceği, sonrada yakalarını bırakmayacağı” (A’raf : 202).

-Adem’le Havva’yı ebedilik ve melek olma vadi ile kandırdığı ve iyiliğinizi düşünüyorum diye yemin ettiği” (A’raf : 20-21).

-“Şeytanın insanın yaptıklarını güzel göstereceği ve yarıyolda bırakıvereceği” (Enfâl : 48) (Nahl : 63) (Neml : 24).

-“Şeytanın aldatmadan başka bir şey vaad etmediği” (İsra : 64).

-Şeytanın, insanları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara boğacağım. Onlara emredeceğim Allah’ın yarattığını değiştirecekler” diye ahdettiği” (Nisâ : 119).

-“Şeytan söz verir, ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi, aldatmacadan başka bir şey değildir. “ (Nisâ : 120).

Atalarımız : “Şeytanın arkadaşlığı darağacına kadardır” , “Şeytan insanı aldatır, ama suyunu ısıtıvermez” demişlerdir. Bir de “şeytanla kabak ekenin kabağı başında paralanır” demişler, şeytana kanmamak, aldanmamak gerektiğini ifade etmişlerdir.

Şeytanın vazifesi neymiş? Vad etmek, güzel göstermek ve yüz kızartıcı, mahçup edici şeyleri yaptırmakmış.

 

4- ŞEYTAN İNSANA VESVESE VERİR

         Vesvese : Gizli ses, fısıltı, kuşku, evham manalarına gelir.

         Mücadele sûresinin 10. ayetinde : “Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir” buyurmuştur.

         Vesvese şeytandandır, onun görevi vesvese vermektir. Şeytan vesvese vererek insanı çileden çıkarır. Amelini de boşa çıkarır. Onun için vesvese, şeytanın en büyük tuzağıdır. Dini hayatı olmayanı ve tam yaşamayını oynatır.

         Kur’an-ı Kerim’de : “Her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar...!! (En’âm Sûresi : 112) buyrularak şeytanın vesvese verdiği bildirilmiştir.

         Şeytan hangi konularda vesvese verir?

         Her şeyden önce imanî konularda vesvese verir. İmanı bütün olanlara, Rabbine tam bir teslimiyetle teslim olanlara vesvese veremez. İmanda eksiklikleri olanları istediği gibi oynatır.

         Hz. Peygamber şöyle der :

         “Sizden birine şeytan gelir ve içinizden sorar:

-Seni kim yarattı?

-Allah” dersiniz.

-Peki Allahı kim yarattı? Der. Böyle olunca “Ementübillahi ve Rasulihi” dersin. O durmaz kaçar” (Ramuz el Ehadis : 102/8).

Şeytan ikinci olarak abdest, namaz, Allah’a itaat konularında vesvese verir. Abdestin oldu mu, namazın oldu mu? Diye kuşku verir. Allah’ın senin ibadetine, namazına ihtiyacımı var? Der. İbadete gerek yok. Senin çalışman ibadettir, ayrıca namaz kımana ihtiyaç yoktur” der. Eğer ibadetten alıkoyamazsa, ibadete şüphe karıştırır, bunu da tam beceremezse, acele ettirir; ihlâhsız, zevksiz ibadet ettirir.

Kul, şeytana itibar etmez: “Biz ibadet etmekle mükellefiz” der, ibadette ciddi olursa, onun yakasını bırakır.

Şeytan, ölümü, ahireti unutturmak için ölümden sonrası yoktur” der. İnsanı dünyaya yöneltir.

Efendim Allah çok affedicidir veya “Allah seni affetmez” düşüncesini telkin eder. İki halde de günah işletir.

Şeytan, insana eşi hakkında şüphe verir. Cinayet bile işletir. İşi hakkında ve geçimi hakkında vesvese verir.

Şeytanın vesvesesine karşı çare nedir?

-Önce sağlam bilgi, sağlam iman, düzgün bir itikat ve kusursuz abdest, namaz.

Namazda : “Allah’ın huzurundayım, sağ tarafımda cennet, sol tarafımda cehennem var” diye düşünülürse, isnan kendini musalla taşında veya kabirde gibi hissederse, vesveseye düşmez.

“Vazifem ibadet etmektir. Kabul edilip edilmemesini Cenab-ı Alah bilir” denir, gevşeklik gösterilmezse, şeytan onun peşini bırakır.

-Helâl lokma, vesveseyi önler.

-En önemli hususlardan biri de dinî bilgileri kaynağından ve ehil kimselerden öğrenmektir. Bilgi eksikliği giderilmezse, yanlışlıklar düzeltilmezse vesveseden kurtulunamaz.

Kur’an’da :

-“Gerçek olan, Rabbından gelendir. O halde kuşkulananlardan olma” (Bakara Sûresi : 147).

-“Gerçek, rabbinden gelendir. Öyle ise şüphecilerden olma” (Âl-i İmran Sûresi : 60).

-“Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın...” (Fussılet Sûresi : 36).

-“Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse, hemen Allah’a sığın.” “Takvaya erenler var ya, onlara şeytandan bir vesvese dokunduğunda Allah’ın emir ve yasaklarını hatırlayıp hemen gerçeği görürler.” (A’raf Sûresi : 200-201).

-“De ki : İnsanların kalplerine vesvese sokan, insan Allah’ı andığında pusuya çekilen, cin ve insan şeytanının şerrinden insanların mutlak sahip ve hâkimine ve insanların ilâhına sığınırım!” (Nâs Sûresi : 1-6).

Demek ki, şeytanın vesvesesinden kurtulmak için :

-Kuşku ve şüphe terk edilecektir.

-Bir vesvese gelirse hemen Allah’a sığınılacaktır. “Rabbim şeytanın vesvesesinden sana sığınırım” diye de dua edilecektir.

-Vesveseye meydan verecek iş yapmamaktır. İşi sağlam yapmaktır.

-Vesveseye itibar edilmeyecek üzerinde durulmayacaktır, şeytanın oyununa gelmemektir. Vesveseye önem vermek şeytanı ümitlendirir, işini kolaylaştırır.

5-ALLAH ŞEYTANA KARŞI KULLARINI UYARMIŞTIR.

İnsan şeytana, şeytan da insana çok yakındır. Hz. Peygamber :

“Şeytan insanoğlunun damarlarında kan gibi dolaşır, peşini bırakmaz” buyurmuştur. (Ramuz el-Ehadis : 102/1).

Bu insan düşmanına karşı Cenab-ı Allah bizi şöyle uyarmıştır :

-“Şeytanın peşine düşmeyin. Zira o sizin açık düşmanınızdır. O size ancak kötülüğü çikrini, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri emreder:”(Bakara Sûresi : 168-169).

-“Ey iman edenler! Sakın şeytanın peşinden gitmeyin” (Bakara : 208).

-“Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. O size yüzünüzün kızaracağı şeyleri emreder.” (Nur : 21).

-“Şeytanlar dostlarına, sizinle uğraşmaları için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, Allah’a ortak koşanlardan olursunuz.” (En’âm Sûresi : 121).

-“Sakın sizi şeytan Allah’ın affına güvendirerek kandırmasın, dünya ile sizi aldatmasın.” (Lokman Sûresi : 33).

-“Ey insanlar! Allah’ın vadi gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi kandırmasın”. “Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, sizde onu düşman sayın. O kendi taraflarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.” (Fatır Sûresi : 5-6).

Bu ayetlerden anlaşıldığına göre açık bir şekilde bizi yaratan, yaşatan, öldürecek, son anda diriltecek olan ve hesaba çekecek olan Cenab-ı Allah uyarmıştır.

Kıyamet günü hesaba çekince :

-“Beni şeytan kandırdı” diyene Cenab-ı Allah :

-“Ben seni uyarmadım mı, kanmasaydın!” diyecektir, “aldanmasaydın” diyecektir. Yasin sûresinde ifade edildiği gibi :

“Ey Ademoğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır” demedim mi? Denilecektir. (Âyet :60)

Netice olarak; şeytanın zarar vermesinden korunabilmek için Allah’ın ve Rasülünün uyarılarına kulak vermek lâzımdır. Uyanık olana, şeytanı tanıyana, hilelerini, tuzaklarını bilene şeytan asla zarar veremez. Çünkü o tehlikeyi bildiği için oyuna gelmez, kolay kolay aldanmaz.

 

III. BÖLÜM

ŞEYTANIN HAKİMİYETİ

VE

KORUNMA YOLLARI

 

1-ŞEYTANIN DOSTLARI

         Şeytanın telkinlerini dinleyen ve onun yolundan giden kimseler, şeytanın dostlarıdır. Şeytan, onları sever, onlardan ayrılmaz, onlara her istediğini yaptırır.

         Bir kimse şeytanla dost oldukça, arkadaşlık yaptıkça, imandan, ibadetlerden hayır hasenattan asla zevk alamaz. Şeytan ona “sadaka verme zekât verme, yardım etme, fakir olursun, başkasının senin malında ne hakkı var” der. “Senin kalbin temiz, ibadet etme, namaz kılma, işin gücün var” der. “Çalışmak da ibadettir, sen çalışıyorsun” der, telkinde bulunur.

         Şeytan, tehlikeli şeyler yaptırır. Hz. Peygamber şöyle der :

         “Bir genç kızla bir genç erkeği beraber gördüm, onları şeytandan emin görmedim.” (Ramuz el-Ehadis : 287/5).

         Şeytan boş işler yaptırır. Hz. Peygamber, bir kuşun peşinde koşan birini görünce : “Şeytanı takip eden bir şeytan” ifadesini kullanmıştır. (Prof. Dr. İ. Canan K. Sitte : 17/502).

Şeytan, faydasız işler yaptırır, aleyhine olacak işler yaptırır. İnsanın yaptığı her kötülüğe ortak olur.

Demek ki, şeytanı memnun edenler, şeytana ümit verenler şeytanın dostlarıymış.

Kur’an’da : “Saçıp savuranlar, şeytanların dostalırıdır.” (İsra Sûresi : 27). Bu ayete göre şeytanın bir işide israf ettirmektir.

En önemli dostları ise Allah’a karşı kulluk görevlerini terk edenlerdir. Bu da Kur’an’da şöyle ifade edilmiştir.

“Kim Rahmân’ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz. O şeytan onu doğru yoldan alıkor da onlar, kendilerini doğru yolda olduklarını sanır.” (Zuhruf Sûresi : 36-37).

Şeyatının dostları, şeytanın davetine uyanlardır.

 

2-ŞEYTANIN TELKİNLERİ:

         Zaman zaman çoğumuz kızarız da “şeytan diyor ki....” deriz. Şeytanı dinleyene şeytan çok şey söyler.

         Ömer b. Abdülaziz’in şöyle dediği nakledilir : “Açıktan iblise lânet edip de, gizliden ona itaat edenlerden olma.”

         İnsanı kızdıran şeytandır, sövüp, siğdiren, lânet okutturanda şeytandır.

         Şeytandan iyi düşünce gelmez. Hep kütü şeyleri akla getirir. İnsanı kötülüğe davet eder. Allah’ın yasakladığı şeylere çağırır. Allah’ın emrinin dışında iş yaptırır. Allah’ın rahmetinden ümit kestirir. İnancı zayıf olanı azdırır, müslümana tuzaklar kurar.

         Şeytanın telkinlerinin nasıl olduğunu Hz. Peygamber şöyle ifade eder :

         “Şeytan dedi ki : Mal sahibi üç şeyden birinden benden kurtulamaz. Sabah akşam ona vesvese veririm :

         1-Malı helâl olmayan yerden edinmesine çalışırım.

         2-Parasını helâl olmayan yere harcatmaya çalışırım.

         3-Mala karşı aşırı sevgi veririm ki, onu meşru bir yere harcamasın” (Ramuz el-Ehadis : 332/3).

         Kur’an’da :

         -“Şeytan sizi fakirlikle korkutur. Size cimriliği telkin eder.” (Bakara Sûresi : 268) diye bildirilmiştir.

         -“Şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister...” (Mâida Sûresi : 91).

         -“Şeytanlar dostlarına sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, şüphesiz siz de Allah’a ortak koşanlar olursunuz” (En’âm Sûresi : 121).

         Bir şeyin şeytanın telkini olup olmadığını bilmek için sağlam bilgi ve sağlam iman yeterlidir. Bir de telkin kötü ise, kötülüğe sebep olacaksa, o şeytandadır.

 

3-ŞEYTANIN HAKİMİYETİ :

         Şeytanın aldatma, tuzak kurma, kandırma gücü vardır. Allah’ın korumasına sığınmayana, şeytana kapı aralayana, şeytanî işler yapıp davet edene, bir de Allah’ın terk ettiği kimselere zarar verir.

         Bilhassa yeni islâma yönelen, ibadete başlayan tesettüre girenleri caydırmak için onlarla çok uğraşır. Azim ve kararlı davranış karşısında; ya ümidini kesip çeker gider, ya da sapıtıncaya kadar uğraşır.

         İnançsız ibadetsiz, istediklerini yapıp duranı şeytan ne yapsın? Ne diye onunla uğraşsın? O zaten teslim olmuş...

         Şeytan haram yiyenlerden kaçınmayandan çok hoşlanır. Abdest gusül bilmeyen, şeytanın sevgili dostudur.

         Hayızlı, nifaslı kadınlara ve çocuklara çok yaklaşır. Aklî dengesi bozuk olanlara hep fısıldar, onları kullanır. Dinî bilgisi az olanla, imanı zayıf olanları yanlıştan yanlışa götürür.

         Şeytan, itikadı düzgün, ameli güzel, besmeleli hayat yaşayan ve Rabbine sığınanlara zarar veremez.

         Şeytan, istese de insanın imanını yok edemez. İmandan uzaklaştıracak iş yaptırır. Bunu da zorla yaptıramaz.

         Şeytan, Allah’ın izni olmadan zarar veremez. Allah’a sığınanı Allah korur. Allah insanı, şeytanın eline bırakıvermemiştir. Yani insan şeytana mahkûm değildir.

         Şeytan, istemeyene, ümitlendirip davet etmeyene, hoşlanacağı iş yapmayana zarar veremez.

         Bu ifadelerimizle ilgili Kur’an âyetlerine bir göz atalım :

         -“Âd ve Semûd’u helâk ettik. Onların başına gelenler, oturdukları yerlerden bellidir. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru yoldan çıkardı. Halbuki onlar bakıp görebilecek durumdaydılar”. (Ankebut Sûresi : 38).

         -“Biz şeytanları inanmayanların dostları kıldık.” (A’raf Sûresi : 27).

         -“Kullarım üzerinde şaytanın hakimiyeti yoktur. Ancak azgınlardan ona uyanlar müstesna” (Hıcr Sûresi : 42).

         -“Kim beni anmaktan yüz çevirirse onun sıkıntılı bir hayatı olur.” (Tâhâ Sûresi : 124).

         -“Müşrikin arkadaşı şeytan der ki : Rabbim! Ben onu azdırmadım. O kendi derin bir sapıklık içindeydi.” (Kaf Sûresi : 27).

         -“Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. İman edip de yalnız Rabbine tevekkül edenler üzerinde şeytanın bir hakimiyeti yoktur. Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve onu Allah’a ortak koşanlaradır”. (Nah Sûresi : 98-100).

         -“Şeytanın kurduğu düzen zayıftır.” (Nisâ Sûresi : 76).

         -Kıyamet günü şeytan diyecek ki : Benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben sizi inkâra çağırdım. Sizde benim davetime koşuverdiniz. Siz suçu kendinizde arayın.” (İbrahim Sûresi : 22).

         -“Muhakkak ki, benim ihlâslı kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. Onları koruyucu olarak Rabbin yeter” (İsrâ Sûresi : 65).

         -“Kim Rahmanı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.” (Zuhruf Sûresi : 36).

         -“Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah’ın izni olmadıkça mü’minlere hiçbir zarar veremez. Mü’minler, Allah’a dayanıp güvensinler.” (Mücadele Sûresi : 10).

         -“Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı şüphe içinde kalandan ayırt edip bilelim diye ona bu fırsatı verdik. Rabbin gerçekten herşeyi koruyandır.” (Sebe Sûresi : 21).

         -“Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar günaha, iftiraya düşkün olanların üstüne inerler.” (Şuara Sûresi : 221-222).

         Görülüyor ki, şeytan her istediğine zarar veremiyor. Onun gücü de, hilesi de zayıf. Bazı insanlar onun işini kolayştırıyor. O da onlara musallat oluyor.

         İ. Azam, Fıkhı Ekber adlı eseri de : “Şeytan zorla insanın imanını yok edemez. Kul imanda zaafiyet göstermedikçe, imanı yok edemez. Kul imanda zaafiyet göstermedikçe, imanı bırakmadıkça şeytan onu imandan edemez” der. (Terc. Fikri Yavuz S.177).

         Hz. Peygamber de şöyle buyuruyor :

         -“Bir zaman gecek şeytanlar onların evlatlarına ortak olacaklardır.

         -Bu da olacak mı? Denildi. Hz. Peygamber:

         -Evet, buyurdu.

         -Peki bizimkilerle onları nasıl ayırt edebiliriz? Diye sorulunca Allah Rasulü şu cevabı verdi.

         -Hayâ ve merhamet azlığından.” (Ramuz el-Ehadis : 504/4).

         -“Şeytan insanın kurdudur. Koyunun kurdu gibi. Kurdun sürüden ayrılan koyunu yakaladığı gibi, oda cemaatten ayrılanı kollar. Çokluk arasında bulunun. Mescide devam edin. Ayrılığa düşmeyin. (Ramuz el-Ehadis : 102/11 + 216/16).

         -“Şeytan bir kişiye kasdeder, iki kişiye kasdeder. Ama üç kişiye kasdedemez.” (Ramuz el-Ehadis : 217/2 + 103/1).

         -“Muhakkak şeytanın insanın kalbi üzerinde yönlendirici etkisi vardır. Kişiyi kötülüğe sevk eder, hakkı yalanlatır. Meleğin etkisi hayra ve hakkı tasdik etmeye yönelik vaadlerle olur. Kalbinde kötülük tarafına çekmeye çalışan tesir hisseden kimse, şeytandan ve şerrinden Allah’a sığınsın.” (Tirmizi Tefsir : 2 + Dr. Adem Ergül, Kuran ve Sünnette Kalbi Hayat:. S. 317).

         Bu hadislere göre şeytanın zarar vermesinden korunabilmek için utanma ve acıma duygusunun azlığına dikkat edilmelidir. Bir de alnız ve başına buyruk yaşamamak gerekir. Yoksa şeytan, istediği zaman ve istediğine zarar veremez. Allah insanı şeytanın hakimiyetine bırakıvermemiştir.

 

4-ŞEYTAN NASIL BİR MÜSLÜMAN TİPİ İSTER?

         İnanan kimseler şeytanın düşmanı, inanmayan kimselerde şeytanın dostudurlar. O, dostlarını heran istediği şekle sokar. Onun için şeytan, bütün vaktini, inanan insanlara ayırır. Tuzakları, hileleri, hep inanan insanları kandırmak içindir.

         Şeytan, özü-sözü doğru, samimi bir müslümana asla tahammül etmez. Onun istediği müslüman tipi şöyledir .

         1-“İnandım” diyecek, inandığı gibi yaşamayacak, yaşadığı gibi inanacak.

         2-“Müslümanım” diyecek Allah’ın kitabına, Peygamberin sünnetine uymayacak.

         3-“Ementü billahi’yi okuyacak, şüpheleri olacak.

         4-İslamın şartı beştir diyecek. Namaz kılmadan oruç tutmadan, zekat vermeden hacca usulen gidip gelecek Klime-i Şehadet getirmekle yetinecek.

         5-İşleri islamca olmayacak.

         6-Müslüman, müslümana karşı olacak.

         7-Müslümanın bütün kaygısı dünya olacak, menfaat olacak.

         8-Haramı kılıf bulup, helal saysın ister. Dini kendine göre uydursun ister.

         9-Şeytanın arzusu, telkinlerine uyulsun ister.

         10-Dünyada kendini kurtaramayan iman sahibi olsun ister.

 

5-ŞEYTANIN ZARARINDAN NASIL KORUNULUR?

         Dikkatsizliğimiz yüzünden şeytandan zarar görürüz : “Gözü kör olsun” demekle şeytan kör olmaz. “Kahrolsun” demekle de kahrolmaz. Atalarımız : “sövmekle şeytanın sayısı artar” demişlerdir.

         Aslında şeytanın yaratılmasında ve şeytanda kötülük yoktur. Kötülük, şeytanın yapılmasını istediği işlerde ve şeytana uymaktır. Yani insan şeytana uymazsa, şeytan insana zarar veremez.

         Bir hocamız her zaman derdi : “Haydi gücü yetiyorsa şeytan gelsin zarar versin, veremez.

Bunu neden böyle diyorum? Allah Kur’anda şeytanın zarar veremeyeceğini bildiriyorda ondan. “Demek oluyor ki, şeytan, kendiliğinden zarar veremez. Ne zaman zarar verir? İnsan, açık kapı bırakırsa, şeytanı davet ederse ve şeytana uyarsa, o zaman zarar verir.

         Şimdi şeytanın zararından nasıl korunulur görelim :

         a)Cenab-ı Allah insanı şeytanın önüne atıvermemiştir. Allah şeytana istediği mühleti vermiş, “aldat aldatabilirsen” demiş, isanada korunma ve kurtulma yollarını göstermiştir.

         Bunlardan en önemlisi, doğru bilgi ve kuvvetli bir imandır. İnsan inanır, inancını yaşarsa, şeytana değil Allah’a kul olursa, şeytan ona zarar veremez.

         b)İnsan yalnız yaşamamalıdır. İyi insanlarla, iyi ortamlarda yaşamalıdır. Kur’an’da Allah : “doğrularla beraber ol” (Tevbe:119) diyor. Hz. Peygamber: “Koyunun kurdu gibi şeytan da insanın kurdudur. O da yalnız kalanı kollar...” buyurur. Şeytan daha çok yalnız kimselere musallat olur.

         c)Abdestli bulunmak : Abdest mü’minin silahıdır. Abdestli olanlar için melekler dua eder, melekler korur. Şeytan abdestlinin peşine düşmez, düşsede tuzağına kolay kolay düşüremez. Çünkü; abdestli insan kolay kolay kötülük yapamaz. Bu halde şeytanın ümit kesmesine neden olur.

         d)Besmeleli bir hayat yaşamak : Şeytanın kaçtığı şeylerden biri de besmeledir. Besmele çekene, besmele çekilen işe şeytan müdahale edemez. Çünkü besmele çeken insan, kovulmuş şeytanın şerrinden yaratana sığınmış, Allah’ın adı ile başlamıştır.

         Bildirildiğine göre; besmele ile oturulan sofraya şeytan oturamaz. Besmele ile kapatılan kapıyı şeytan açamaz. Peygamber (SAV) : “Şeytan sizin elbisenizden istifade eder. Sizden biri elbisesini çıkarınca, dürüp kaldırsın. Besmele ile dürülmüş elbiseyi şeytan kullanamaz” buyurmuştur. (Ramuz el-Ehadis : 216/13).

         e)Namaz kılmak : Şeytan namazdan, ezandan, namaz kılandan, namaz kılınan yerden hoşlanmaz, oralarda da eğleşmez. Namaz kılan için “ah bir terk ettirebilsem” der. Namaz kılana da : “belimi kırdın” der. Vesvese gücünü daha çok namaz kılan için kullanır. Oyalar, namazı geciktirir, daha gençsin der kıldırtmaz. Kılana namazın oldumu, bakalım Allah kabul edecek mi, Allah’ın senin namazına ihiyacı mı var, senin kalbin temiz, namaz kılmasan da olur” şeklinde telkinlerde bulunur.

         Şeytan namaza devam edene yaklaşamaz. Çünkü rükû ve secde hali, Cenab-ı Allah’a en yakın olunan zamandır.

         Kur’an’da şöyle buyrulur :

         “Şeytan içki, kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi? “ (Mâida Sûresi : 91).

         -“Sana indirilen kitabı oku. Namaz kıl. Namaz kötülüklerden alıkor, hayasızlıktan alıkor. (Ankebut Sûresi : 45).

         Buradan anlıyoruz ki, şeytan, tuzağına düşürebilmek için çeşitli yollarla namazdan alıkoymak ister. Bir de namaz, şeytan işi pisliklerden alıkor.

         Hz. Peygambar : “Namaz, şeytanın yüzünü karartır, sadaka belini kırar. Allah için birini sevmek, şeytanın kökünü kazır. Bunları yaparsanız şeytan sizden şark ve garp kadar uzaklaşır.” Der. (Ramuz el-Ehadis : 218/8).

         f)Dua etmek : Peygamberimizin bildirdiğiine göre; “Dua, müminin silahıdır.” Dua, Allah’a ilticadır, teslimiyettir. Dua, yardım istemektir.

         Duayı terk eden, yalnız kalır ve Allah’ın korumasından çıkar.

         g)Kur’an okumak : Şeytan, Kur’an’dan ve Kur’an sesinden, bir de Kur’an okuyandan kaçar.

         Kur’anla meşgul olanı şeytan, başka bir şeyle meşgul edemez. Onun için Allah, Kur’an okumamızı istemiştir. “Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın” diye emretmiştir. (Nahl Sûresi : 98).

         h)Sadaka vermek : Sadaka veren, şeytanın telkininden uzaklaşmış olur. Çünkü sadaka, şeytanın belini kırar. Sadaka ve Allah’ın kullarına yardım, insanı Allah’a yaklaştırır, Allah’ı hoşnut eder ve rızasını kazandırır.

         ı)İnançsız olmamak : Şeytanın en çok istediği şey, inanmayanın küfrünün devam etmesi, inananın da inançsız hale gelemisidir. Bunun için insanı şirke düşürmeye çalışır.

         İman edip Rablerine teslim olanlara şeytanın gücü yetmez. (Bak : Nahl Sûresi :99).

         Cenab-ı Allah : “Şüphesis ki biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık” buyurmuştur. (A’raf Sûresi : 27).

         i)Allah’a sığınmak : Tek güvenilip, dayanılacak, sığınılıp yartım istenecek tek varlık, Cenab-ı Allah’tır. Emaneti en güzel koruyan da yine Allah’tır. Ayrıca Kur’an’da kendisine sığınmamızı emretmiştir.

         Kul: “Eûzu billahiminneşşeytanirracim, lâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil Azım” derse Allah’a sığınmış olur.

         Hz. Peygamber : “İçinden şerre davet eden bir ses duyan kimse, şeytanın şerrinden Allah’a sığınsın” demiştir. (Tirmizi: Tefsir: 2).

         Şeytandan emin olmanın yolu, Allah’a sığınmaktır.

         Bir hadiste şöyle buyrulur :

         -“Şeytan, lânetlendiğinde : “Ben zaten lânetliyim, mel’un olarak lânetlenmiştim” der. Halbuki ondan Allah’a sığınıldığı zaman, işte şimdi belimi kırdın” der. (Ramuz el-Ehadis : 62/5).

         Bu konuda Cenab-ı Allah’ın bize talimatı şöyledir :

         -“Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın...” (Fussılat Sûresi : 36).

         -“Deki : Rabbım! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım” Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbım!” (Mü’minun : 97-98).

         -“Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah’a sığın...” (A’raf Sûresi : 200).

         “Deki : insanların kalplerine vesvese sokan, insan andığında pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbına, insanların sahibine ve insanların ilâhına sığınırım!” (Nas Sûresi : 1-6).

         Bu ayetlere göre insan, şeytanın zarar vermesinden âlemlerin Rabbi olan Allah’a sığınacak, O’da onu koruyacaktır. Böylece şeytanın zarar vermesinden korunmuş olacaktır.

        

IV. BÖLÜM

ŞEYTANA TAPMAK

SATANİZM

 

1.SATANİZM NEDİR?

         Satanist, şeytana tapan demektir. Satanizm ise şeytana tapınma hareketine denir.

         Satanistler, şeytanı memnun etmek ve mutlu etmek için şeytana tapınırlar. Kutsal şeyler, satanistler tarafından reddedilir. Satanistler, ahlâk kurallarına karşı çıkarlar.

         Satanistler, karanlık güçlere inanırlar, şeytan onlar için kötü bir ilâhtır. Onlara göre şeytan en büyük güçtür.

         Genellikle satanistler içine kapalıdırlar, sorulmadıkça pek konuşmazlar. Satanistler, insanlara güvenmezler, aileleriyle de kavgalıdırlar.

         Satanizm, ortaçağ büyücülüğüne ve Hıristiyanlığa isyan eden gurup hareketine dayanır. Bu hareket, Allah’a ve islâm’a karşı reaksiyon hareketidir. Kısaca; dinlere alternatif din denilebilir. Her satanist dinlere karşı nefret duygusu taşır. Bu yüzden Satanizm, din olarak kabul edilemez.

         Satanizm, bugünün inanışı değildir, çok eski devirlerde şeytana tapma âdeti vardı. Daha çok Hıristiyanlığın yanlış yönlerine tepki olarak günümüze kadar gelmiştir. Bugün de dinlere tepki ve isyan olarak, toplumsal çılgınlık şeklinde devam etmektedir.

         Satanizm, ilkel bir düşüncedir. Hele adam öldürmek, kan içme, hayvan kesmek gibi düşünce, acımasız ve tehlikelidir.

         Satanizmin kurucusu olarak Amerika’da Macar asıllı göçmen bir ailenin çocuğu olan Anton Szandor Lavey gösteriliyor. “Şeytan Kilisesi”ni kuran Lavey’in yazdığı ‘Satanic Bible” isimli kitapta “Satanizmin Felsefesi” kısaca şöyle özetleniyor. ”Sonsuz kişisel tatmin için çalış. Hayatı dolu dolu yaşa. Düşmanından nefret et, sana vuranı yok et. Basit bir hayat yaşa, hayvanlar gibi ol. Şeytan, günah adı verilen düşünsel ve duygusal yücelikleri savunur. Şeytan, bir öcü gibi kullanıldığı takdirde tüm dinlerin en iyi dostudur. İstenmedikçe kimseye akıl verme. Kendini sakın kandırma, şefkat gibi duygulara sakın kapılma.

 

         2-SATANİZMİN DOĞUŞU

         “Satan”, Fransızca bir kelime olup şeytan” demektir.

         Satanizmi kuran ve onu bir doktirin olarak ortaya koyan Kafkas kökenli Anton Lavey’dir. 1966’da San Francisco’da şeytan kilisesini açmıştır.

         Lavey, şeytanın kutsal kitabını yazdı.

         Lavey, bu kitapta satanizmin felsefesini kısaca şöyle özetlemiştir :

         “Sonsuz kişisel tatmin için çalış. Hayatı dolu dolu yaşa. Düşmanından nefret et, sana vuranı yok et. Basit bir hayat yaşa, hayvanlar gibi ol. Şeytan “günah” adı verilen düşünsel ve duygusal yücelikleri savunur. Şeytan bir öcü gibi kullanıldığı takdirde tüm dinlerin en iyi dostudur. İstenmedikçe kimseye akıl verme. Kendini sakın kandırma şefkat gibi duygulara sakın kapılma.”

         “İnsan bencil, çirkin, habis ve korkulması gereken bir varlıktır. Kötü olan şeytan değil, aksine insanın kendisidir. Amacımız şeytanı memnun etmektir”.

         “Şeytan İncili” isimli kitabında Lavey, satanistlerin yaşam çizgilerini 11 kural halinde ifade etmektedir : 1.Size sorulmadığı sürece fikirlerini kimseye söylemeyin. 2.İçinde bulunduğunuz sıkıntıları, mutlaka duymak isteyenler dışında kimseye açmayın. 3.Bir başkasının evinde misafirseniz, ev sahibine saygılı olun veya daha işin başında oraya gitmeyin. 4.Sizin kendi evinizdeki bir misafir sizi rencide eder, canınızı sıkarsa, siz de ona karşı zalimce davranın. 5.Karşı cins sizi açıkça devet etmedikçe karşınızdaki insanı taciz etmeyin. 6.Bir problemi çözüp, birinin derdine çare olmak gibi bir mesuliyetin haricinde size ait olmayan hiçbir işe burnunuzu sokmayın. 7.Kendi emel ve arzularınızı gerçekleştirmede şayet sihrin gücünü kullanarak başarılı olduysanız mutlak surette sihrin hakkını verin. Onun gücünü kabul edin. 8.Sizinle alakalı olmayan hiçbir şeyden şikâyette bulunmayın. 9.Küçük çocuklara zarar vermeyin. 10.Vahşi hayvanlara zarar vermeyin.11.Açık yerlerde yürürken kimseye zarar vermeyin. Eğer birisi sizi rahatsız ederse ona, bunu yapmamasını söyleyin, eğer hâlâ buna devam ederse onu ortadan kaldırın.

         Bizde başarılı, maddî ihtiyacı olmayan gençlerin intiharı ve Şehriban Fırat’ın öldürülmesi ve ölüsüne tecavüz edilmesi sonucu ortaya çıkmıştır.

 

3-SEMBOLLER NELERDİR?

         2002 Ocak ayında intihar eden Amerikan koleji öğrencisi Lara Falay ve Ceylan Konuk’un bilgisayarlarında satanizmle ilgili çeşitli fotoğraflar, şekiller, kesilmiş kediler, kan içen insan figürleri bulunmuştur.

         -Şeytanla ilgili figürler bilhassa boynuzlu şeytan,

         -Kuru kafa,

         -Yıldız, siyah elbise,

         -Vahşeti hatıra getiren resim, şekil ve figürleri sembol edinirler. Temsili şeytan resimleri gibi.

         Slogan olarak da; “Ataist olma satanist ol” derler.

 

4-SATANİZM ALLAH’A İSYANDIR

         Satanizmin temelinde din düşmanlığı, Allah’a isyan ve ahlâk kurallarını red vardır.

         Satanistler kutsal olan herşeye tepki gösterirler. Dilediğince yaşarkende nefislerini ilâhlaştırırlar. Hayatları seks, alkol, uyuşturucu ve eğlence ile doludur. Nefislerini tatmin etmek en önde gelir. Şeytanı memnun edecek işler yaparlar.

         Satanizmde 9 büyük günah vardır :

1-Aptallık, 2-Gösterişçilik, 3-Tekbencilik, 4-Hilekarlık, 5-Düşünmeden inanmak, 6-Kim ve ne olduğunu unutmak, 7-Eski ve gerçek inanışları unutmak, 8-Zarar verici derecede gurur, 9-Estetik yokluğu.

 

5-ŞEYTAN İNSANA NELERİ TELKİN EDER?

         Şeytanın insana verecek hiçbir olumlu şeyi yoktur. İnsana “iyiliğini istiyorum” diye yaklaşır. Kötülükte yardımlaşır. Kötülükten başka bir şey telkin etmez. İnsana hiçbir iyiliği dokunmaz. Şeytan, şeytanlık yapar ve kötü şeyler yaptırır.

         «Yılmaz Yavuz, 4 çocuğu ve eşini kesmiş, emniyette: “Bana emredilen görevi yerine getirdim” demiştir. (14/03/2001 Zaman).

         Geçen yıl, kurbanlarını çekiç darbeleriyle öldürüp parçalayan Alman çift, 13 ila 15 sene arasında hapse mahkûm edildi.

         Almanya’daki bir mahkeme, “şeytanın emriyle” vahşi bir cinayet işleyen çifti hapse mahkûm etti. 33 yaşındaki Frank Hackerts’ı ölesiye dövüp daha sonra cesedini parçalayan Daniel Ruda (26) 15 sene, karısı Manuela (23) ise 13 sene hapse mahkûm edildi. Manuela çıkarıldığı mahkemede, “şeytan emretti, biz de uyguladık” açıklamasını yaptı.

         Şeytan, insana acı verir ve acı verecek şeyleri telkin eder. Öldürme ve işkence metodları acımasızdır. Paskalya törenlerinde el ve ayaklarına çivi çakmaları acınacak bir durumdur. Bu acı çekmenin, kan akıtmanın gayesi, şeytanı memnu etmektir. Bunu onlara şeytan emreder.

         Kur’anda : “Şeytan onları etkisi altına aldı da kendilerine Allah’ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın yandaşlarıdır. İyi bilin ki, şeytanın yandaşları hep kayıptadırlar.” (Mücadele Sûresi : 19) buyrularak şeytanın hep zarar verdiği bildirilmiştir.

         Şeytan Allah’ın emrine ters telkinlerde bulunur. Mantıksız ve faydasız işler yaptırır. “Hayat bu” der, ahireti inkâr ettirir. Tam inkâr ettiremediğine “cehenneme girmekten korkma” der. Bu ifade, şeytanın telkinidir. Cehenneme girip çıkmayı, ateş fırınına girip çıkmak zannediyorlar.

         Fethullah Gülen Hoca Efendi şöyle der : “Şeytan, ölümden sonra dirilmeyi inkâr ettirir. “İslâm devrini tamamladı” dedirtir. Geleceği karanlık gösterir, moral bozar, devir değişti, onlar geride kaldı” dedirtir. Aslını inkâr ettirir, süslü püslü hayat felsefesi takdim eder. Bir daha dünyaya gecek değilsin, geçen geçti, şimdi yaşamana bak ve ömrünü berbat etme” der. (İnancın Gölgesinde 1/181).

         Şeytan, insana sürekli tembellik telkini yapar, güzel ve faydalı işi yapılmasını engellemeye çalışır, şeytanın telkinlerinden etkilenen bir insan, dini ve dinin emirlerini red eder. Başkalarına faydalı olmayı enayilik sayar, devamlı gaflet ve uyku halinde olur, esner durur, hiç ölüm ötesi endişesi taşımaz. En göze görünen de inandığı başka yaptıkları başkadır.

         Hz. Peygamber şöyle der: “İçinizden hayra davet eden bir ses duyarsanız, bilin ki o meleğin sesidir. O davete uyunuz. Eğer içinizden şerre davet eden bir ses duyarsanız o da şeytanın sesidir. Sakın ona uymayın” şeklinde uyarıda bulunmuştur.

         Şeytanın fısıldamasıyla tanrılık ve peygamberlik iddiasında bulunanlar olmuştur. “Bana vahiy geliyor” “Ben daha öncede dünyaya geldim” gibi iddialar, şeytanın telkininden başka bir şey değildir.

         Şeytan kendisine tapanlara : “Vur, kır, öldür, vurup kırıp öldürmezsen, kendini öldür” talimatını verir. Bunun için öldürmeyi ve intihar etmeyi satanistler görev bilirler.

         Satanistler için intihar, çıldırma noktasında başvurulan bir olay değil, plânlı, birbirinin teşviki ile olan bir oyundur, eğlencedir.

         1999 yılında Antalya’da intihâr eden Burcu, günlüğüne “Ben ruhumu şeytana sattım” yazmıştır.

         Antalya’da kızlı erkekli 10 kişilik arkadaş gurubu, kayalıklardan atlama kararı almış, polisin düzenlediği bir operasyonla son anda kurtarılmışlardır. Bunlarla ilgili dava açılmış, iddianamede, “Canlı, cansız alemde yegane gücün şeytanda olduğunu, bir kişinin ne kadar çok kötülük yaparsa şeytana o kadar yakın olunacağına ve ceza çekmeyeceğine, şeytanın hizmetlerinde olacaklarından dolayı, rahat bir ortamda çalışacaklarına inanmaktadırlar. Sanıkların kural tanımazlık ve şeytana tapma felsefesini kapsayan satanizm faaliyetlerini benimseyip, giyim, davranış ve yaşam tarzı olarak satanizm ilkelerine göre hareket ettikleri anlaşılmıştır” denildi. (13/4/2002 Türkiye).

         1995 Mayıs ayı Fransa’da 16 kişi, Mart ayında Amerika’da lüks villalarda 39 kişi, 1994 Ekim’inde Güneş tarikatına mensup 50 kişi topluca intihar etmişlerdi.

 

         6-SATANİSTLER NELER YAPARLAR?

         a)Şeytana taparlar : Satanistler, Allah’a inanmazlar Allah’a kul olmazlar, şeytana inanırlar, ona kulluk yaparlar. Bunu da özgürlük adına yaparlar. Bunun özgürlük adı ile kölelik olduğunu düşünmezler.

         Bugün maddeye tapan, maddeye kul olur. Nefsine tapan nefsine kul olur. Allah’a tapan Allah’a kul olur, şeytana tapan da şeytana kul olur.

         Şeytan hiçbir zaman asıl hüviyeti ile yaklaşmaz. Kendisine tapınılması için ne lâzımsa yapar. Cahiliye döneminde Allah’a inandığı halde putlara aracılık yapsın diye tapanlar vardı. Bunun gibi Hristiyan, Budist ve Yahudi olduğu halde şeytana da tapanlar vardır. Bugün dinî bilgisi olmayan gençler arasında da şeytana tapmak moda olmuştur.

         Bu konuda Cenab-ı Allah kullarını uyarmıştır.

         -“Ey insanlar! Şeytanın peşine düşmeyin” (Bakara Sûresi : 168).

         -“Ey iman edenler! Sakın şeytanın peşinden gitmeyin” (Bakara Sûresi : 169).

         -“Şeytana kulluk etmekten kaçının.” (Zümer Sûresi : 17).

         -“Şeytan bir kimseye arkadaş olursa, ne kötü bir arkadaştır.” (Nisâ Sûresi : 38).

         -“Allah’la birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma!” (Kasas Sûresi : 88).

         -“Şeytana tapmayın” demedim mi? (Yâsin Sûresi : 60).

         -“İnsanlardan bazıları, cinlerden bazılarına sığınırlardı da onların taşkınlıklarını arttırırlardı.” (Cin Sûris : 6).

         -“Kim şeytanı yoldaş edinirse, bilsin ki şeytan, kendisini saptıracak ve alevli ateşin azabına sürükleyecektir.” Hac Sûresi : 4).

         -“Allah şeytanı lânetlemiş; o da : “Yemin ederim ki, kullarından belli bir pay edineceğim” demiştir. “Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” dedi. Kim Allah’ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apacık bir ziyana düşmüştür.” (Nisâ Sûresi : 118-119) diye bildirilmiştir.

         Atalarımız : “Şeytanla kabak ekenin kabağı başında paralanır.”, “Şeytanın dostluğu darağacına kadardır”, “Şeytan insanı aldatır, ama suyunu ısıtıvermez” demişlerdir.

         b)Ayinleri : Satanistler ayinlerini çok özel ve gizli yerlerde yaparlar. Siyahlar giyerler.

         Satanik Kilise bu durumdaki bir sataniste şu tavsiyelerde bulunur : Mumu yakın ve önünüze koyun. Dik oturun, derin nefes alın ve sakinleşin. Şuurunuzu, tüm dış düşüncelerden temizleyin. Aleve bakarken içinizden yüksek sesle “Karanlığın Efendisi! Ben hazırım, senin gücünü hissediyorum, ben şeytanın sahiplendiklerinden biriyim, selam şeytan” deyin.

         Satanistlerin kendilerine ait tatil günleri vardır. Her satanistin doğum günü onun için satanik tatildir. Cadılar günü ikinci büyük tatilleridir. Çoğunlukla siyah giyinirler.

         Ayinlerde kedi kurban edilir. Kedi kanı içilir. Kız erkek beraber olmaktan asla çekinmez. Birbirlerinin vücudunu çizip kanını emerler.

         Ahlakî kural tanımazlar. Onlar için hayat, sadece dünya hayatı oluduğu için hayatlarını diledikleri gibi yaşarlar. Kimseye acıma hissi taşımadıkları için her çılgınlığı yaparlar.

                   Ölümsüz olabilmenin yolunun satanizmden geçtiğine inandıkları için bu uğurda herşeyi yaparlar.

         Ayinler genellikle terk edilmiş, harabe yerlerde düzenlenir. Kan akıtılır, kan içilir, şeytana kurban verilir, duvarlara kanla şekiller yapılır. Kurban edilecek kedi bulunamazsa bir kız kurban edilir. (Bak. Aksiyon 1998 Sayı 186).

         Programlarda alkol, uyuşturucu ve seks ihmal edilmez. Gelenlere satanizmle ilgili kitaplar verirler. Kendilerine yakınlık gösterene çok iyi davranırlar, onu kazanmak için her şeyi yaparlar. Şeytana tapmayı eğlence gibi gösterirler. Dünyayı ele geçirip, dünyanın hakimi olacaklarını telkin ederler. Kedi kanı ikram ederler. Kurbanlarını acı çektirerek öldürürler.

         Kur’an’a hareket ederler. Bir satanist hatıralarında kuran sayfalarının üzerine sapık eylemlerde bulunduğunu anlatmıştır. Diyanet Dergisi Nisan 2001, s.43).

         Bir satanistin anlattıklarından bir bölüm nakledelim : (06-04-2002 Vakit Gaz.)

         «Maddi açıdan durumum oldukça iyiydi, zengin aile çocuğuydum kısacası. Değişik arayışlar içinde, macera peşindeydim. Beyoğlu’nda, satanıst bir grupla tanıştım ve Ataköy’de oturduğumu öğrenince benimle yakından ilgilendiler. Bana okumam için satanizm ile ilgili kitap verdiler. Kıyamet gününden, ölümsüzlükten falan bahsediyordu. Daha sonra beni Ataköy’de oturan gruptan olan diğer kişilerle tanıştırdılar. İlk başta, benim oyun olarak baktığım ayinler yapıyorduk. Kendimi tutamayıp gülüyordum, ama onlar çok ciddiydi ve sanki uçuyorlardı. İlk başlarda korktum gerçekten, ama sonra ben de onlardan biri oldum. Heavymetal türü müzikler dinlerdik. Bu müzikleri yapanlara tapardık.

         Kandırdıkları gençelere ölümsüzlüğü, dünyayı ele geçirmeyi vaat ediyorlardı. Bir oyun oynuyorduk sanki. Şeytana tapar gözükecektik, fakat asıl amacımız şeytanı yok edip dünyayı ele geçirmekti.

         Hepimiz tam bir din düşmanıydık, özellikle İslâmiyet’in. Kur’an-ı Kerim yapraklarına, cami duvarlarına ve cami bahçesindeki musalla taşlarına akla gelmedik sapıkça eylemlerde bulunur ve kendimizi tatmin ederdik. Böyle yaparak şeytana hizmet edeceğimiz şeklinde beynimiz yıkanmıştı. “Eminim şeytan bizi seyredekren kıskanıyordur” diye onunla alay ederdik.»

         Lara Falay’ın intiharından sonra bilgisayarında korkunç şekiller, korkunç resimler, çıplak öldürülmüş kadın, görüntüleri, ayin görüntüleri, kesilecek kediler, şeytan figürleri, kan görüntüleri ve kan emenler... bulunmuştur.” (25 Haziran 2002 Milliyat Ga.)

         c)İşkence şekilleri :

         Allah Rasülü’nün şöyle bir uyarısı olmuştur: “Bir zaman gelecek şeytanlar bazı kimselerin evlatlarına ortak olacaklar.”

         -Bu da olacak mı ya Rasülellah? Denmiş, O da :

         -Evet cevabını vermiştir.

         -Bizim evlatlarımızı onların evlatlarından nasıl ayırt edeceğiz? Diye sorulunca, Allah Rasulü şu cevabı vermiştir :

         -Haya ve merhamet azlığından.” (Ramuz el-Ehadis : 504/4).

         Satanizmde acı verme, acı çektirme, işkence ile öldürme ana prensiplerdendir.

         İnternette chat yaptıktan sonra ortadan kaybolan 17 yaşındaki Gizem Ayvalı “korkunç şeyler olacak” diye not bırakmıştır. Günlüğünde şu sözlere rastlanmıştır.     

         “Şu anda deli gibi ağlıyorum. Kafamı bir türlü toparlayamıyorum. Hayattan ve yaşamaktan, acı çekmekten, üzüntü çekmekten bıktım. Kendime gelemiyorum. Allahım yardım et bana, ne olursun. Yoksa kötü şeyler olacak, dayanacak gücüm kalmadı.” (06-02-2002 Türkiye Gaz.)

         İstanbul Ortaköy’de başı taşla ezilerek ölüsüne tecavüz edilen Şehriban Coşkunfırat, satanistlerce şeytana kurban edildiği anlaşılmıştır. (21/09/1999 Zaman Gaz.)

         İşkence yöntemleri insanın tüylerini ürpertecek boyutta. Satanistler işkence yöntemlerini şöyle sıralıyorlar : “Gözlerini bağlayın, kıyafetini çıkarın. Sonra el ve ayaklarından asın, kırbaçlayın. Sopa ve elektrik telleriyle dövün, çırılçıplak ayakta bekletin. Üstüne soğuk su dökün. Teninde sigara söndürün. Elektroşok verin, dövün, yumruk atın. Dövüş köpekleriyle saldırın. Fooseptiğe atın. Saç ve tırnaklarını sökün, yerde süründürün. Ellerini arkadan bağlayın, işkencede çakı ve cam parçası kullanın. Ateşle yakın, soğuk zeminde yatırın, hücreye pis su basın. Önce aç, sonra susuz bırakın. Sonra çok su verin. Karpuz gibi sulu meyveler de verebilirsiniz. İşemesini engellemek için ellerini ve penisini bağlayın. Tek kişilik hücreye kapatın. Adıyla değil, numarayla çağırın. Gözünün önünde kız kardeşine, annesine tecavüzle tehtit edin. Ve ölüm.... Kazığa oturtun, ellerinizle boğun, parmaklarını sokarak gözlerini oyun. Sivri uçlu silahla gözünden, cinsel organından ve boynundan bıçaklayın. Sopayla şahdamarına vurun, boynunun arkasına vurun.» (06/04/2002 Vak. Gaz.)

         İnternette bir gencin anlattıkları çok önemlidir.

         -“Özgür, durumdan çok etkilenir. Arkadaşı ona, doğaüstü inançlardan güç aldığını, hatta Allah yerine Şeytan’a inandığını anlatır. Büyü törenini toplu halde tekrarladıklarını ekler; ama hemen değil, ancak tanışma gecesinde o da katılabilecektir.... O gece geldiğinde Özgür, arkadaşıyla birlikte Bebek’te bir yata biner.    

         -“Çok kalabalıktı, içinde sürekli “Satan, Satan” kelimelerinin tekrarlandığı bir müzik çalıyordu. Yattakiler bu müzik eşliğinde halka halinde dönmeye başladılar. Kendilerinden geçmiş gibiydiler, öyle ki karşısındakine bıçak sallayanlar bile vardı. Sonra kapının üzerindeki, çarmıha gerilmiş kedi resmini gördüm. Tam o sırada, derinden gelen bir kedi iniltisi duydum sanki. Denizin ortasında ne kedisi, her halde sarhoş oldum, diye düşünüp üzerinde durmadım. Gece yarısından sonra herkes birbiriyle sevişmeye başladı. Eşini bıçakla çizenler ve kanlarını emenler vardı. Burçların kendileri için çok önemli olduğu gerekçesiyle bana burcumu sordular. Boğa burcundan olduğumu söyledim ve otuz yaşlarında bir kadın Boğa ve Oğlak burçlarının aynı tabiatlı olduğunu söyleyip, benimle birlikte olmak istedi. Uyandığımda saat sabahın beşiydi ve yatakta üç çıplak kadın daha vardı. Apar topar yukarı çıktığımda, insanlar sereserpe yatıyordu. Vücutları ve duvarlar kan lekeleriyle doluydu. Kendi kanlarıyla duvarlara tuhaf şekiller çizmişlerdi. Koşarak ayrıldım oradan.”

         Satanistler daha çok cinayet işlemeden mutlaka “dur!” denmelidir. Bugün satanistlerin arasına ayin, toplantı yerlerine küçük çocuklar da gidebilmektedir. Bunlar kötü yönde etkileniyor. Veya internet bağlantısıyla etkileniyorlar.

         Yeni ölmüş bayanların cesetleri ile cinsel ilişkiye giren, şeytanı mutlu edebilmek için babalarını bile öldüren ve cesetlerini hiçbir pişmanlık belirtisi göstermeksizin parçalayan, mezarları açıp ölülerin baş ve parmaklarını ayinlerde kullanan, genç kızların kanını içmek ve iç organlarını yemek amacıyla zalimce kullanan gençler de kurtarılmalıdır. (22/09/1999 Zaman Ga.)

         Emniyetten yapılan açıklamaya göre; satanizm, en tehlikeli akımdır. Satanist gruplar da elemanlarının beyinlerini uyuşturmada müziği bir araç olarak kullanmaktadırlar.

         Bir genci etkileyerek, ideolojilerinin bir neferi haline getirmek için grup psikolojisini kullanmaktadırlar. Gençleri bu tür tehlikelerden korumak herkesin görevidir”. (16/02/2002 Yeni Şafak Gaz.)

         Satanizm konusunda gençleri uyarmak için bir toplantı yapılmış, bu toplantıya konuşmacı olarak katılan psikolog Gülgün Şarafat, “Toplumsal çılgınlık olarak nitelendirdiği satanizmin ergenlik çağı gençler için büyük bir tehlike olduğuna dikkat çekmiştir.

         Şarafat, 18 yaşında genç bir kızın satanizme yönelme hikayesini şöyle anlattı . “Bu genç kız, ilgi görmek isteyen bir genç. Erkek arkadaşı aracılığıyla satanistlerin bir toplantısına katılıyor. Müthiş ilgi görüyor, saygı görüyor. Genç kız evinde ve arkadaş çevresinde göremediği ilgi ve saygıyı bulunca, kapılıyor. Odasını siyaha boyatıyor. Siyah giyinmeye başlıyor. Metal müzik dinlemeye başlıyor. Bir noktaya gelince kendi kendine düşünüyor. Kurtulmak istiyor. Kurtuluyor ama kendisi istediği için ve iradesini kullanarak kurulabiliyor. İşte bu örnekte olduğu gibi, gençler ergenlik döneminde aradıkları ilgiyi ve saygıyı bulmak, kafalarındaki sorulara yanıt verebilmek için satanizme yönelebiliyorlar.” (08/02/2002 Türkiye Gaz.)

        

7-GENÇLERİ SATANİZME İTEN NEDENLER :

         Bir eksiklik, bir yanlışlık ve ihmal var ki, bazı gençler, olmayacak şeylere inanıyor ve olmayacak işler yapıyor. İnsanlarda “Bu neden oldu? Böyle olmamalıydı” diyor.

         Gençlerin satanizme sürüklenmelerinin sebeplerini şöyle sıralayabiliriz.

         -Dini eğitimsizlik başta geliyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün satanizmin gençler üzerindeki etkisini araştıran daha önceki etkisini araştıran daha önce hazırladığı bir istihbarat raporunda, satanist grup üyelerinde genelde 14-25 yaşları arasında olduğu kaydediliyor. Raporda gençlerin, ergenlik dönemi problemleri, aile içinde yaşanan olumsuzluklar, din bilgisi yetersizliği ve kurdukları arkadaşlıklar neticesinde satanizme ilgilerinin arttığının altı çizildi. (23/01/2002 Türkiye Gaz.)

         Uzmanlar gençleri sapık inançlara iten sebepler olarak şunları görüyor : 1-Dini bilgileri yetersiz. 2-Ailede ilgi görmeyen gençler, sevgi ve şefkati başka yerlerde arıyor. 3-Gençlik, ergenlik çağı problemlerini çözemiyor. 4-Zenginliğin verdiği doyumsuzluk hastalığı var. 5-Psikolojik problemleri olan gençlere yardım edilemiyor. 6-Uyuşturucu ve alkol gibi kötü alışkanlıklar, gençleri bataklığa çekiyor.

         -Gençlerin ilgi duyması,

         -Satanist arkadaş çevresi,

         -Gençlerdeki idealsizlik, başı boşluk.

         -Darwinizim, tenasüh, tabiatçılık gibi sapık düşünceler.

         -İnternet yolu ile iletişim.

         -Son zamanda yaşanan olumsuzluklar ve işçilik, bunalım,

         -Satanizmin bir oyun ve eğlence gibi gösterilmesi,

         -Rock ve heavy metal müzik’in etkisi,

         -Ahlak kurallarının tanınmayıp serbest bir hayat anlayışı,

         -En önemlisi Allah tanımazlık gençleri satanizme iten nedenlerdendir.

        

         8-ÇARE NEDİR?

         Son zamanlarda şeytanın veşeytanın adamlarının işini kolaylaştıran ortam oluşmuştur. Şöyle bir bakarsanız hıristiyan olmak serbesttir. Ataist olmak serbesttir. Satanist olmak serbesttir ama müslüman olmak sıkıntılıdır. Kuran Kursları kapatılırsa, İ.H. Liselerinin önü kesilirse, “Çocuk Kuran Kurslarına 15 yaşından sonra gidebilir” denilirse, bu gençler dini nereden öğrenecek? Kendi dinini öğrenmezse, din ihtiyacını nasıl giderecek?

         Düzenlenen resmi raporlarda birinci madde, dini boşluk sebep olarak gösterilmiştir. Bunun için diyoruz ki, dinî ve manevi boşluğu dolduracak bir din eğitiminin verilmesi; en güzel çaredir.      

         Satanist olan gençlere bakılsın, dini bilen insanlar mı, bilmeyen insanlar mı?

         -Çare İslâm :

         Türkiye’de intihar olayları, yeniden gündeme gelen satanistler, geçtiğimiz günlerde iki gencin Witten’de “Şeytanın emrini yerin getirdik” diyerek işletikleri cinayetle Almanya’nın da gündemine oturmuştu. Eski bir satanist olan ve daha sonra İslâmiyet’i seçerek kurtulan Melanie K., Almanya’da satanizmin durumunu, Zaman gazetesine yansıyan haberde aynen şöyle analtıyordu : “Aklıma takılana soruları oturduğumuz evin yakınında bulunan kilisenin papazına sordum. Fakat, kafamdaki sorular gün geçtikçe daha da büyüyordu. O sıralar tanıştığım erkek arkadaş aracılığıyla şeytanla ilgili kitaplar okumaya başladım. Arkadaşım beni satanist bir grupla tanıştırdı. Grupla birlikte ayinler yaptık ve kedi, köpek gibi hayvanları kurban etmeye, kanlarını içmeye başladık. Bana da birçok kez, bir insan öldürmem gerektiği hissi gelirdi.

         Satanizm yüzünden hayatla ve toplumla bağlarım tamamen koptu ve birkaç kez intihara kalkıştım. Son intihar girişiminde yine hastanede kurtarıldım. Hastanede bir Türk bayanla tanıştım. Türk bayan çok nazik davranıyordu. Orada namaz kılardı. Onun o hali beni etkilemeye başlamıştı. Türk bayan, hastaneden benden önce çıktı. Ertesi günü beni ziyarete geldi. Daha sonraki gün yine geldi. İslâm hakkında sorular sormaya başladım. Bana kitaplar getirdi. Hastaneden sonra da görüşmelerimiz sürdü. İslâmiyet’i öğrendikçe önceki bütün pis düşüncelerden kurtulmaya başladığımı fark ettim ve Müslüman oldum.” (05/04/2002 Vakit Gaz.)

         09/02/2002 Tarihli Türkiye Gazetesi yazarlarından Rahim Er şöyle diyordu :

         “Gençlik vahşileşiyor. Ne demek arkadaşının kalbine kazık çakmak? Ne demek kedi kanı içmek? Ne demek şeytana tapmak?

         Bu asil milletin çocukları böyle mi olacaktı? Allah’a giden yollar kapatılınca ne beklenirdi başka?

         Yönetenler hiç mi düşünmez...

         Allah’a kulluğu çok gördünüz.

         Başıboş kalan genç insanlar gidip sapıkların tuzağına düştüler.

         Kolay mı bu acıya dayanmak.”

         Demek ki islâmın güzelliklerini anlatırsak, öğretirsek, gençlerimiz ne hıristiyan olacak, ne ataist olacak, ne de satanist olacaktır. Bazı çareler de şunlar olabilir :

         -Aile bağlarını kuvvetlendirmek.

         -Ahlâk kuralalarını benimsetmek,

         -Cin, şeytan, ruh gibi konularda gençlerin merakını giderecek bilgiler vermek.

         -Devlet internette tedbir alabilir.

         -Yöneticiler, din düşmanı köhne zihniyete karşı okullarda ehliyetli ilâhiyatçılar vasıtasıyla gençlere din eğitimi vermek sûretiyle satanizmin cazibesini yok edebilir.

        

 

SONUÇ

         Görüldüğü gibi şeytana uzak durmak da yakın olmak da insanın elindedir.

         İnsan, şeytanın istediği hayatı yaşar, telkinlerine kulak verirse şeytandan kendini kurtaramaz. Eğer şeytanı bir düşman olarak görürsek, şeytanın tuzağına düşmeyiz.

         Bir de inancın olmaması ve yaşanmaması, şeytanın işini her zaman kolaylaştırır.

         Kur’an’da insan şeytanlarına da dikkat çekilmiştir. Kendimizi şeytandan koruduğumuz kadar şeytanlaşmış kimselerden de korumaya çalışmalıyız.

         Bugün satanistler için: “Bunlar nereden çıktı!” diyenlerimiz var. Ne bekleniyordu ki, onları biz istemedik mi? Ataist olmanın, hıristiyan olmanın ve satanist olmanın yollarını kolaylaştırırken, Kur’an Kurslarının kapılarını 15 yaşından aşağı olanlara kapatmadık mı? İ. H. Liselerini bitirmedik mi? Din öğretmeyi, dinini, inancını yaşamaya çağ dışı ilân etmedik mi?

         Şeytanın : “Vur, kır, yak, öldür, Vurup, kırıp, öldüremezsen, kendini öldür” mesajını red edecek gençlerin yetişmesini istemedik ki, neden şaşkınlık gösteriyoruz?

         Son söz olarak; tepegözler yetiştirdik, fakat Basatlar yetiştiremedik. Durum bundan farklı olamazdı.

         Sözümüzü bir babanın çarpıcı ifadeleri ile bitirelim :

         “.... gençlerin intiharları, chat çılgınlıkları, FRS tipi ölümcül ve iradelerini elinden alan oyunlar, satanizm tipi sapıklıklar ve uyuşturucu bağımlısı yapan arkadaşlıklar, hepten onlarla ilgilenmem gerektiğini zorunlu kılıyor.

         Çocuklara aile içi eğitimin verilmesi çok önemlidir. Onlara Allah’ı anlatmak ve kafalarındaki inanç boşluğunu sapık ideolojilerle doldurulmasını önlemek gerekmektedir. Ancak günümüzde özellikle imkânı geniş, mali sorunu olmayan ve çocuklarına her türlü olanağı sunmuş ailelerin inançsızlığı, onlara tanıdıkları hürriyetle birleşince, çocuklarını kaybetmeleri artık mukadder olmaktadır. Kendi, dini açıdan yeterli olmayan, hatta din dendiği zaman tüyleri ürperen ana-babanın çocukları da, malesef yapılarında mevcut inanç boşluğunu satanizm türü sapıklıklara ve çağdışı ideolojilere veya uyuşturucu batağına meylederek doldururlar.

         Türkiye gibi Müslüman bir ülkede satanizm yani, şeytana tapma ideolojisi çok komik geliyor değil mi? Maalesef devletin uyguladığı ölçüyü kaçırmış politika ve dini öcü görmüş yetişkinler, meseleyi bu boyuta taşıdı. (01/08/2002 Vakit Gaz.)

 

 

 

ÖMÜR SERMAYESİ TÜKENİYOR...
 
 









BİR AYET-BİR HADİS-BİR DUA
 


 
 
Bugün 50 ziyaretçi (207 klik) kişi burdaydı!

MERHABA... DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ OSMAN YALÇINTAŞ'IN WEB SİTESİNE HOŞGELDİNİZ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol