MERHABA... DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ OSMAN YALÇINTAŞ'IN WEB SİTESİNE HOŞGELDİNİZ

   
 
  İSLAM DA BAŞÖRTÜSÜ
Yeni sayfanın içeriği

TESETTÜR ve SETR-İ AVRET

Tesettür farzdır     

Açık gezmenin diğer haramlardan farkı

Kadın nasıl giyinmeli

Dinimizde tesettürün önemi

Yakayı örtmek ne demek

Kadınların kıyafet şekli

Yalnız Kur’an diyen yalancılar

Kur’an ve Sünneti inkâr  

Resulullah Kur’anı açıkladı

Yalnızken tesettür

Kapanmaya önem vermeyen

Kadınların birbirlerine avret yeri

Dinde kolaylık nedir?

Pantolon giymek

Kadının kadına yaklaşması

Doktora da günah vardır

Gözü haramdan sakınmak

Tesettür ve setr-i avret ile ilgili çeşitli sorular

 

Tesettür farzdır    

Dinimiz, kadının nasıl kapanacağını açıkça bildirdiğine göre bunun tartışması niçin yapılıyor? Bir Acem profesör, tesettürün farziyetini inkâr edip "Kapanmak takvadır" diyor. Tesettürü inkâr eden dinden çıkmaz mı?

CEVAP

Kadınların tesettürü kesin olarak açıklanmıştır. Tesettürle ilgili âyet-i kerimeleri Peygamber efendimiz açıklamış, âlimler de bizlere bildirmiştir. Bu husustaki tartışmalar kasıtlıdır.

Kur'an-ı kerimde genel olarak herşey, kısa olarak bildirilmiştir. Bunları Peygamber efendimiz açıklamış, o günden beri uygulanmıştır.

Kur'an-ı kerimde (Sakın ana-babana öf deme) buyuruluyor. (İsra 23)

Bir kimse, ana-babasına öf demese, fakat sopa ile dövse, sonra da (Ben öf demediğim için, Kur'anın emrine uydum) dese, bu kimse Kur'ana uymuş mu oluyor? Âyet-i kerimenin manası, (Ana-babanızı üzmeyin hatta onlara öf bile demeyin) demektir. (Beydavi)

 

Bunun için Kur'an-ı kerimdeki bir âyetin hükmünü öğrenmek için Kur'an tercümesine bakmak çok yanlış olur. Herkes Kur'an-ı kerimden hüküm çıkarabilseydi, hadis-i şerifler lüzumsuz olurdu.

 

Hırsızlık suçtur. Bir hakim, kanunları esas almadan, sırf Anayasaya göre bir hırsıza ceza veremez. Çünkü hırsızlığın cezası açıkça Anayasada bildirilmemiştir. Birçok hükümler kanunlarla açıklanmıştır.

Bunun gibi, dinimizin bir hükmünü öğrenmek için herkes Kur'an-ı kerime bakıp anlayamaz. Kur'an-ı kerim, hadis-i şeriflerle açıklanmıştır. Hadis-i şerifleri de anlamak büyük ilim işidir. Bunları da İslam âlimleri açıklamıştır. Onun için hiç kimseye Kur'an tercümesi okumasını tavsiye etmiyoruz. Bir okuyucu "Kur'an tercümesi, okuyarak dinsiz oldum" diye acı bir itirafta bulunmuştu.

 

Tıp kitabı okuyarak, ilaç yapmak ve hastaya teşhis koymak yanlıştır. Kur'an tercümesinden hüküm çıkarmak bundan daha büyük yanlıştır. Çünkü yanlış ilaç kullanan ölebilir. Fakat yanlış hüküm çıkaran imanını kaybedip, sonsuz azaba düşebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Kur'anı kendi görüşü ile açıklayan, doğru olsa bile, muhakkak hata etmiştir.) [Nesai]

(Kur'anı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur.) [M.Rabbani]

 

Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

[yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [ziynet takılan yerlerini] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak gerdan] örtsünler![Nur31

Bu âyet-i kerimeden kadınların başörtüsünü sadece yakasına örteceği, baş ve vücudunun diğer yerlerini örtmenin gerekmediği anlaşılabilir. Gözünü neden sakınacak, ırzını nasıl koruyacak, ziynetten maksat nedir? Kına, sürme boya mıdır, altın, gümüş gibi ziynetler midir? Bu hususlar açık değildir, hadis-i şerifle bildirilmiştir. Bir âyet-i kerime de şöyle:

(Ey Nebi, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına [dışarı çıkarken] cilbablarını [dış elbiselerini] giymelerini söyle! Bu, onların tanınıp, eza edilmemelerine daha uygundur.) [Ahzab 59]

Bu tercümeye bakıp "Kadın, tanınıp eza edilmemesi için dış elbise giyer. Tanınıp eza edilmezse, çıplak gezebilir" diyenler çıkmıştır. Bu âyetleri Resul aleyhisselamın nasıl açıkladığına bakmalıdır.

 

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Kadının [yüz ve iki elinden başka] bütün bedeni avrettir) [Mecmaul-enhür, El-mugni]

Bu hadis-i şerifte kadının tesettürü açıkça, bildiriliyor. Kur'an-ı kerimin 17 yerinde Resulullaha (De ki, bana tabi olun) buyuruluyor. Allahü teâlânın Resulüne tabi olup Onun bildirdiği şekilde tesettüre riayet etmelidir!

Hz. Esma, ince elbise ile gelince, Resulullah baldızına bakmadı. Mübarek yüzünü çevirip (Ya Esma, bir kız, namaz kılacak yaşa gelince, yüz ve elleri hariç, vücudunu erkeklere gösteremez) buyurdu. (Ebu Davud)

 

Hz. Aişe buyurdu ki: (İlk muhacir kadınlara Allah rahmet etsin! Tesettür âyeti inince, hemen futalarını yırtıp başlarını örttüler) buyurdu. (Buhari, Nesai)

Kadın avrettir, tesettürü farzdır. Âyet-i kerimeyi kendi görüşüne göre tefsir edip bu farzı inkâr etmek küfürdür.

 

Bir kadın açık gezse kâfir olmaz. Fakat kapanmanın lüzumsuz olduğunu söylerse kâfir olur. Günah ile küfür farklıdır. Eyyamcı bir gazete, küfrü, günahtan çok küçük görüp, Acem profesörün [daha doğrusu bir Acem cahilinin] tesettürü inkâr eden yazısını yayınlama gaflet ve dalaletinde bulunmuştur. Böylelerine aldanmamalıdır.

 

Açık gezmenin diğer haramlardan farkı

Bazı kadınlar, "Açık gezmek, içki ve kumar gibi bir haramdır. Fakat imanın veya İslamın şartı değildir. Tesettür üzerinde bu kadar fazla durmak doğru değildir" diyorlar. Açık gezmek, diğer haramlardan farklı değil midir?

CEVAP

Böyle söylemek yanlıştır. Farzlara uymaya, haramlardan sakınmaya teklif denir. Tekliflere yani emirlerin yapılması ve yasaklardan sakınmak gerektiğine inanmak, imanın şartıdır. Tekliflerin çoğuna inanıp da, yalnız birine inanmayan, buna uymak istemeyen, Muhammed aleyhisselama inanmamış olur. Kâfir olur. Müslüman olmak için, tekliflerin hepsine inanmak gerekir. Bir müslüman, tekliflere inandığı hâlde, bunlara uymazsa, mesela, kötü arkadaşa ve nefsine uyarak, içki içerse, tesettüre riayet etmezse, imanı gitmez, kâfir olmaz. Günahkâr müslümandır.

 

Tekliflerin [Allahın emirlerinin] hepsine inanıp amel ettiği hâlde, sadece birine uymak istemezse, yani beğenmez, vazife olduğuna önem vermez ise, hafif görürse, imanı gider, kâfir olur.

 

Farklı Bir Günahtır

Mesela, (Açık geziyorsam ne çıkar? Sen kalbe bak. Kalbim temizdir) demek, tekliflerin bir kısmını beğenip bir kısmını beğenmemektir. Her müslümanın bu inceliğe dikkat etmesi, tekliflere uymayanların, imanlarının gitmemesi için uyanık olmaları gerekir. Teklife uymamak başka, uymak istememek başkadır. Bu ikisini karıştırmamalıdır!

 

Açık gezmek, diğer günahlardan üç yönden farklıdır:

 

Birincisi:

Ara sıra değil, devamlı işlenen bir günahtır. Hadis-i şerifte, (Küçük günaha devam edilirse, büyük olur) ve (İnsan, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hasıl olur. Günaha devam ederse, o leke büyür ve kalbinin tamamını kaplar) buyurulmuştur. (Haraiti)

Demek ki, devamlı günah işleyenlerin kalpleri kararır. Kalbi kararan ne olur? Peygamber efendimiz, (Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir. O, artık sevap işleyemez olur) buyuruyor. (Bezzar)

Tesettürsüz kadın, oruç tutsa, oruç borcundan, zekat verse zekat borcundan kurtulursa da, sevap alamaz.

Sonra dinimizde, sevap kazanmaktan önce, günahtan kaçınmak esastır. Hadis-i şerifte, (Ufacık bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibâdetleri toplamından daha iyidir) buyuruldu. (S. Ebediyye)

Zengin kadına hacca gitmek farzdır. Yanında mahremi yoksa gitmek haram olur.

 

İkincisi:

Gizli işlenen günahı açıklamak da ikinci bir günahtır. Açık gezen kadın, bu günahı pervasızca işlediği için, başkalarına kötü örnek olmaktadır. Hadis-i şerifte, (Her mümin affedilir, ancak günahını başkalarına açıklayan hariç) buyuruldu. (Buhari)

Tesettürsüz kadın, günahı alenen işlemiş oluyor, günahını başkalarına açıklamış oluyor. Hadis-i şerifte bildirildiği gibi, açık işlenen günahların affı zor olur.

Her ne kadar açık-saçık gezene kâfir dememek gerekir ise de, açık gezen kadının zamanla kalbi kararır, açık gezdiği için, içi sızlamazsa, imanı da zayıflayıp bir gün tamamen sönebilir.

 

İffetsizliğe yol açar

Üçüncüsü:

En önemlisi budur. Açık saçık gezmek, iffetsizliğe yol açan bir günahtır. Bir kadın içki içse, kumar oynasa, hırsızlık etse, kocası, bunlardan vazgeçirmeye, tedavi etmeye çalışır. Fakat açık gezen kadın, iffetsizliğinde ileri giderse, kocası tedavisine çalışmadan hemen bırakır. Öldüren bile çıkar.

Peygamber efendimiz, erkeğin avret yerinin diz ile göbek arası, kadının ise, yüz ve iki elinden başka bütün bedeninin avret olduğunu bildirmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Avret yerini açmak büyük günahtır.) [Hakim]

(Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!) [Beyheki]

Kur'an-ı kerimde ise buyuruldu ki:

(Ey Resulüm, müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar! Müslüman kadınlar da ziynetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar örtsünler!) [Nur 31]

Ahzab suresinde de, Allahtan korkan kadınların, yabancı erkeklerle konuşmak durumunda kalınca, kötü niyetli erkeklerin tahrikine sebep olmamaları için, yumuşak konuşmamaları emrediliyor. Sesten tahrik olan erkek, açık kadına bakınca tahrik olmaz mı?

Artık dileyen Allahın emrine uyar, dileyen de nefsine ve şeytana uyar.

 

Kadın nasıl giyinmeli

Bazıları, "Çarşaf hıristiyan rahibelerinden geldiği için giyilmesi caiz olmaz. Şalvar ve pantolon giymek de bid'attir" diyorlar. Bu hususta dinimizin hükmü nedir?

CEVAP

Kadınların vücut hatlarının [kaba avret yerlerinin şekli ve rengi] belli olmayacak herhangi bir elbise ile örtünmesi farzdır. İslam dini, kapanmayı emretmiş, fakat belli bir örtü şekli bildirmemiştir. (Dürer-ül-mültekite)

 

Peygamber efendimizin ve Eshâb-ı kirâmın mübarek hanımları, çarşafla örtünmemiştir. Hiçbir kitapta çarşaf giydikleri bildirilmemiştir. Milhafe, ferace, fistan, entari giydikleri birçok kitapta bildirilmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri de, böyle değişik elbise giydiklerini 313. mektubunda bildiriyor. Bu hususlar, Camiurrumuz ve Hidaye kitabında da bildiriliyor.

 

Kapanması gereken yerleri örtmek ve yukarıda bildirilen vücut hatlarını belli etmemek şartı ile kadınlar, bulunduğu şehrin âdetine uygun giyinir. Çünkü elbise gibi mubahlarda, şehrin âdetine uymamak tahrimen mekruhtur. Zaruret olmadıkça, haramlarda hiçbir yerin âdetine uyulmaz. (Hadika)

 

Peygamber efendimiz, ayaklarına kadar uzun gömlek, yani entari giymiştir. Şalvar ve pantolon giymemiştir. Bunları giymek âdette bid'attir. Âdette bid'at olan şeyi yapmak günah değildir. Taksiye, uçağa binmek de âdette bid'attir. Bunları yapmak günah değil dinin emridir. Bunun için âdet olan yerlerde, kâfirlerden gelmiş olsa bile, kadınların çarşaf ve erkeklerin bol pantolon veya şalvar giymeleri caizdir, günah olmaz. Elbisenin şekli ibâdet değil, âdettir. Çünkü Peygamber efendimiz, papaz ayakkabısı, Rum elbisesi giymiştir. (Redd-ül muhtar)

 

Sünnet-i Zevaid

Peygamber efendimizin böyle âdet olarak yaptığı şeylere Sünnet-i zevaid denir. Bunları terk etmek günah olmaz. (Hadika) (Bir kavme benzeyen onlardandır) hadis-i şerifi, ibâdetlerde benzemenin tehlikesini bildirmektedir. Mesela papaz zünnarı ve haç takmak böyledir.

 

Dikiş makinesi, daktilo, elbise gibi şeyler ise âdettir. Âdetlerde kâfirlere benzemek günah olmaz. Peygamber efendimiz, her zaman belli bir elbise giymezdi. Bazen Rum, bazen Arab elbisesi giyerdi. Kolları dar Rum cübbesi de giymiştir. (Tirmizi)

 

Herkesin çarşaf giydiği bir yerde, birkaç kadının manto giymesi fitneye sebep olacağından uygun olmadığı gibi, manto giyilmesi âdet olan yerlerde de çarşaf giyilmesi uygun olmaz. Çünkü bir yerde âdet olan şeyler giyilmezse, gösteriş ve şöhret olur, fitneye sebep olur. Hadis-i şerifte (Fitneyi uyandırana lanet olsun) buyuruldu. (Hadika)

 

Dinimizde tesettürün önemi 

Kur’ana inanmadıkları halde, (Yalnız Kur’an) diyen zındıklarla, On dokuzculuk bâtıl dinine sarılanlar, tesettürü inkâr ediyorlar. Halbuki Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Mümin kadınlara söyle, gözlerini sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, görünen kısmı hariç, ziynetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar örtsünler!) [Nur 31]

Bu âyette bazı hususlar açık değil. Mesela kadın, gözünü neden sakınacak, ırzını nasıl koruyacak, ziynetten maksat ne? Kına, sürme mi, altın, gümüş mü, küpe, kolye, bilezik mi? Bu hususlar tam açık değildir, bunlar hadis-i şerifle açıklanarak bildirilmiştir. Allahü teâlâ, (Resule itaat Allah itaattir) ve (Sana indirdiğim Kur’anı, anlamaları için insanlara açıkla) buyuruyor. (Nahl 44) Resulullahın açıklamaları ile âyetin manası şöyle oluyor:

(Mümin kadınlara söyle, gözlerini [yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, [Kolye, küpe, bilezik, kına, sürme gibi] ziynetlerini [ve ziynet taktıkları baş, kulak, kol ve ayaklarını] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31] (Celaleyn, Medarik)

 

Mecmaul-enhür’deki, (Kadının [yüz ve iki eli hariç] bütün bedeni avrettir) hadis-i şerifi de tesettürü açıklıyor. Hz. Esma, ince elbise ile gelince, Resulullah baldızına bakmadı. Mübarek yüzünü çevirip (Ya Esma, bir kız, namaz kılacak yaşa gelince, yüz ve iki eli hariç, vücudunu erkeklere gösteremez) buyurdu. (Ebu Davud)

 

Hz. Aişe de bildiriyor ki: (İlk muhacir kadınlara Allah rahmet etsin! Tesettür âyeti gelince, emri geciktirmemek için hemen peştamallarını yırtıp başlarını örttüler) buyurdu. (Buhari, Nesai) [Hz. İbrahim de, sünnet ol emrini geciktirmemek için, bıçak, doktor aramadan, hemen hazırdaki balta ile kendini sünnet etmişti.]

 

Dinimizde iki çeşit kadın kıyafeti vardır: Hür ve cariye [köle] kıyafeti. Cariyeler başlarını örtmezlerdi, örtmek zorunda da değillerdi. Kapanma mecburiyeti hür kadınlara idi. Tesettür âyeti gelmeden önce hür kadınlar da başları açık gezerdi. Münafıklar, cariyelere sarkıntılık ederdi. Bu arada açık olan hür kadınlara da sataşırlardı. Olay duyulunca, (Biz bunu cariye sandık) derlerdi. Allahü teâlâ, (Hür kadınlar cariyeler gibi giyinmesinler, vücutlarını tamamen örtsünler, böylece cariye olmadıkları da meydana çıksın ve münafık erkekler tarafından da sarkıntıya maruz kalmasınlar) buyurdu. Bu âyetin meali şöyledir: (Ey Nebi, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına [dışarı çıkarken] dış elbiselerini giymelerini söyle! Bu, onların tanınıp, eza görmemeleri için en uygun kıyafettir.) [Ahzab 59]

 

Bazı mezhepsizler, “[Hayzdan kesilmiş, yaşlı kadınların saçlarını göstermeleri günah olmaz” diyorlar. Ama Kur’anda buyuruluyor ki: (Evlenme arzusu bile kalmayan ihtiyar kadınların ziynetlerini [ziynet yerlerini, baş, kulak, boyun, kol ve ayaklarını] göstermemek şartı ile, dışa giydikleri [manto gibi] elbiselerini çıkarmalarında bir vebal yoktur. Ama sakınmaları daha iyi olur.) [Nur 60]

 

Dikkat edilirse, kuyumcuda teşhiri, satılması serbest olan ziynetlerin bile kadında olunca, gösterilmesi yasaklanıyor. Müminlerin anneleri için bile, (Siz diğer kadınlar gibi değilsiniz, [yabancılarla] yumuşak konuşmayın, kalbinde fesat bulunanlar, kötü ümide kapılır. Evlerinizde oturun, eski cahiliye kadınları gibi açılıp saçılmayın) buyuruluyor. (Ahzab 32-33)

Bu delillerden sonra, “İslamiyette tesettür yok” diyenlerin art niyetli olduklarında şüphe kalmaz.

 

Yakayı örtmek ne demek 

Yalnız Kur’an diyenlerle 19’culuk batıl dininde olanlar, Nur suresinin, (Mümin kadınlar, ziynetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına örtsünler!) mealindeki 31. âyetinin yalnız ziynet takmayı yasakladığını, bir de sadece yaka kısmını örtmeyi emrettiğini söylüyorlar. Yukarıda yeteri kadar açıklamıştık ama bir hususa daha değinmek istiyoruz. Nasreddin Hocanın kabri için, dört tarafı açık, ancak kapısında koca bir kilit var derler. O zaman kilidin ne kıymeti var. Deve kuşunun başını kuma sokarak saklandığını sanmasına benzemez mi? Bu zındıklara göre de, kadın her tarafını açacak, sadece yakasını kapatacak, böylece tesettür emrine uyacak, bu kadar gülünç, saçma iddia olur mu?

İsra suresinin (Ana-babana öf deme) mealindeki 23. âyetini okuyan kimse, ana-babasına öf demese, fakat gözlerini çıkarsa, kulaklarını kesse, sopa ile dövse, sonra da (Ben öf demedim, Kur’anın emrine uydum) dese, bu zâlim, Kur’ana uymuş mu olur? Kur’an-ı kerimde en hafif husus söyleniyor, daha ağırları elbette yasaktır. (Sana indirdiğim Kur’anı insanlara açıkla) emrine uyarak Resulullah efendimiz âyetleri açıklamıştır. Bu âyetin manası, (Ana-babanı üzme, hatta öf bile deme) demektir. (Beydavi)

 

İsra suresinin, (Zinaya yaklaşmayın) mealindeki 32. âyeti de aynı anlamdadır. Kötü bir kimse, kötü bir kadınla aynı yatakta yatsa, zina hariç her şey yapsa, sonra da, (Kur’an zinaya yaklaşmayın) diyor, ben zina etmedim dese, günah işlememiş mi olur? Bu âyetin manası da açıklanmıştır. Zinaya yaklaşmayın demek, (Zinaya götürecek sebep, hareket ve işlerden sakının, yabancı kadınları düşünmeyin, onlarla konuşmayın, onlara bakmayın, onlarla tokalaşmayın, onları kucaklamayın, öpmeyin) demektir.

 

Yabancı kadına bakmak zinaya götüren yollardan birisidir. Bunun için hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Yabancı kadını görüp, başını ondan çevirene Allah ibâdetin tadını duyurur.) [Hakim]

(Harama bakmayan gözler, Cehennem ateşi görmez.) [İsfehani]

(Kadına şehvetle bakanın, gözlerine erimiş kurşun dökülüp cehenneme atılacaktır.) [M. Enhür]

(Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!) [Beyheki]

(Kadının yüz ve iki eli hariç bütün bedeni avrettir.) [Ebu Davud]

 

Resulullahın bu açıklamasından sonra, (Başörtülerini yakalarına örtsünler) âyeti, vücudun tamamını örtsünler, boyun, yaka ve gerdan kısmını da kapatsınlar demektir. Bazı kadınlar eşarp taktıkları halde bu kısımları açık kalıyor. Hiçbir yer açık kalmasın demektir. Hz. Aişe de bildiriyor ki: (Tesettür âyeti gelince, muhacir kadınlar hemen peştamallarını yırtıp başlarını örttüler.) [Buhari]

 

Herkes Kur’an-ı kerimden hüküm çıkarabilseydi, (Kur’anı insanlara açıkla) buyurulmaz ve hadis-i şerifler lüzumsuz olurdu. Kur’an-ı kerimin 17 yerinde Resulullaha (De ki, bana tâbi olun) buyuruluyor. Allahü teâlânın Resulüne tâbi olup O’nun bildirdiği şekilde tesettüre riayet etmelidir! Bir kadın açık gezse kâfir olmaz. Fakat kapanmanın lüzumsuz olduğunu söylerse kâfir olur. Günah ile küfür farklıdır.

Herkesin bir tıp kitabı okuyarak, ilaç yapmaya, ameliyat etmeye kalkması cinayettir. Yalnız Kur’an diyerek Kur’andan hüküm çıkarmaya çalışmak da bundan daha büyük cinayettir. Yanlış ilaç kullanan sakat kalabilir, ölebilir. Fakat yanlış hüküm çıkaran imanını kaybedip, sonsuz azaba düşebilir. Hadis-i şerifleri bir tarafa atıp, Kur’ana herkes el uzatınca dinin yıkılacağını, insan sayısınca din zuhur edeceğini zındıklar çok iyi bildiği için (Yalnız Kur’an) diyerek dini yıkmaya çalışıyorlar. Bu oyuna dikkat etmeliyiz.

 

Kadınların kıyafet şekli 

Yalnız Kur’an diyen zındıklar, “Kadının kapanması gerekmez” diyor. “Kadına çarşaf farzdır” diyenler olduğu gibi, “Çarşaf Hıristiyan rahibe kıyafetidir, giyilmez. Nitekim Abdülhamid Han çarşafı yasaklamıştı” diyenler de vardır.

 

Dinimizdeki hükme bakalım:

Kadınların vücut hatlarının belli olmayacak herhangi bir elbise ile örtünmesi farzdır. İslam dini, kapanmayı emretmiş, ama belli bir örtü şekli bildirmemiştir. (Dürer-ül-mültekıte)

 

Ahzab suresinde bildirilen cilbab, erkeğin de, kadının da giydiği bir elbise, bir gömlektir. Zevacir ve Berika’daki (Hayâ cilbabını [örtüsünü] çıkaranın [aleyhinde] söz etmek gıybet olmaz) [Beyheki] ve (Cilbabı [gömleği] haram olan erkeğin namazı kabul olmaz) [Bezzar] mealindeki hadis-i şeriflerde cilbabın bir örtü olduğu açıkça görülmektedir.

 

Cilbabın dış elbise olduğu tefsirlerde de yazılıdır:

Cilbab, hımarın [tülbentin] üstüne örtülen ve göğse kadar inerek gömleğin ceybini [yakasını] boynu örten baş örtüsü. (Ebüssüud tefsiri)

Cilbab, tek parça örtü. (Celaleyn)

Cilbab, göğse kadar inen baş örtüsü. (Ruh-ul-beyan)

Cilbab, milhafedir. (Beydavi)

Cilbab, hımardan büyük örtü veya vücudunu örten dış elbise. (Kurtubi)

Cilbab, bedeni baştan aşağı örten çarşaf, ferace, çar gibi dış giysi. (Elmalılı)

Cilbab, dışa giyilen örtü. (Tibyan, A.Fikri Yavuz ve Hasan Basri Çantay’ın meali)

Cilbab, milhafe, entari veya hımar. (El-Envar) [Milhafe= dış örtü ki buna ferace de denir.]

Cilbab, feracedir. (Ö. Nasuhi Bilmen tefsiri)

 

Nur suresinde, (Kadınlar, hımarlarını [başörtülerini] yakalarına örtsünler) buyuruluyor. Eğer cilbab çarşaf demek olsaydı, hımar denmezdi. Fıkıh kitapları cilbabın dış örtü olduğunu bildiriyor. Bir örnek: Hanıma verilmesi vacip olan nafaka, yemek, kisve ve meskendir. Kisve, hımar ve milhafedir. (Bahr)

Tefsir, hadis ve fıkıhta cilbab dış örtüdür. Çarşafa bid’at denmez; çünkü âdetteki değişiklik bid’at olmaz. Şalvar ve pantolon da böyledir.

 

Çarşaf kelimesi, Farsça çader-şepten [gece örtüsü] bozularak Türkçe’ye girmiştir; tesettür için ev dışında giyilen üstlüktür. Tanzimatta hacca giden İranlılardan alınan çarşaf, önceleri bid’at sayılıp pek tutulmamışsa da, 1870’ten sonra yaygınlaştı. Daha sonra II. Abdülhamid Han, 4 Ramazan 1309 (2 Nisan 1892) tarihli bir emirle çarşafı yasakladı. (Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi)

 

Yaşmak ile ferace giyilirken, 1872’de Subhi Paşanın Suriye valiliğinden dönüşünde ailesi Suriye’den getirdikleri çarşafla görününce, İstanbul’da çarşaf moda oldu. (Musahibzade Celal, Eski İstanbul Yaşayışı )

 

1889’dan sonra açık feraceli iki paşa kızına birkaç külhanbeyi laf atıp feracelerini yırtınca, bu defa çarşafa rağbet arttı. Bid’at diyenler de giydi. (Sermed Muhtar Alus, Aylık Ansiklopedisi sayı 36)

 

1913’te yüz binlerce Balkan muhacirleri İstanbul’a Ortodoks kadınlarının giydiği siyah çarşafı ile gelmişti. Zamanla bu da İstanbul’a yayıldı. Hükümetin zaten uğraşacak hali yoktu, çarşafa mani olamadı. (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimler sözlüğü)

 

3 Ekim 1883’te Şeyhülislamın teklifi ve padişahın emriyle ferace dışında bir şey giymek yasaklandı. Daha sonra çarşaf da giyildi. O zamanki çarşaflar farklı idi. (Vakit. 4.10.1883)

 

 

(Çarşaf tam tesettürdür) diyorlar. Buna da delil olarak Aişe validemizin giyiminden dem vuruyorlar. Bence çarşaf İslamın evrenselliğine aykırı. Sizin bu konudaki fikriniz nedir?

CEVAP

Sence ile, Bence ile, Onca ile din olmaz. Kitaplar ne yazıyor bunu bilmek gerekir. Benim veya senin bu konudaki fikirlerimiz dinde hiç ölçü olur mu?

Aişe validemiz bir defa çarşaf giymemiştir. Entari giydikleri, eteklik giydikleri hadis-i şeriflerle sabit. Giymiş olsa bile, bu bir âdettir. Peygamberimiz de entari giyerdi. Niye erkeklerimiz entari giymiyor? Peygamber efendimiz deveye binerdi, onlar niye Mercedese biniyorlar. Binmelerinde mahzur yoktur. Bunlar âdettir, giyim de bir âdettir. Dinimiz belli bir şekil bildirmemiştir.

Arap ülkelerinde yaşayanların iklim şartlarına uygun olanı çarşaf olabilir. Fakat kalkıp da kutuplarda yaşayan müslümanlara çarşaf giyeceksin diyemeyiz. Bu iklime uygun olmaz çünkü. Dolayısıyla islamın evrenselliği diye bir şey yoktur bunda.

 

Yalnız Kur’an diyen yalancılar 

Mezhepsizler, dindeki dört delilin ikisini kabul etmeyip Kitap ve Sünnet’ten başka delil yok diyorlar. Mezhepsizleri de geride bırakan türediler, Kitap ve Sünnet tabirine bile saldırıp, “Kur’andan başka bir sünnet adı altında din çıkarmak İslamı yıkmaktır, Peygamber Kur’anı getirmekle işi bitmiştir, o bir postacıdır” diyerek Sünneti Kur’andan farklı bir şey gibi göstermeye çalışıyorlar.

 

Yalnız Kur’an diyenler, kesinlikle Kur’anı kerime inanmıyorlar. İslamiyeti yıkmak için inanmış gibi görünüyorlar. Bunların başında İgnaz Goldziher, Shacht gibi Oryantalist denilen gayri müslimler gelir. Hıristiyanların çıkardığı bu akıma kapılıp biz de resulüz diyenlerden Hintli Mirza Gulam Ahmet ile Mısırlı Reşat Halife ve daha başka zındıklar vardır. Reşat Halifenin kurduğu on dokuzcular bâtıl dinini savunanlar da yalnız Kur’an diyor, Sünneti inkâr ediyorlar.

 

Dindeki dört delilden üçü inkâr edilince, herkes kendi anladığını doğru kabul edecek ve böylece insan sayısı kadar din meydana gelecek, bir kaos yaşanacak ve nihâyet din yıkılacaktır. Fakat bu dini yıkmaya muvaffak olamayacakları Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir:

(Onlar, ağızları ile Allahın nurunu [Kur’an, Sünnet, icma ve kıyastan meydana gelen Allahın dinini] söndürmeye yelteniyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu [dinini] tamamlayacaktır.) [Saf 8]

 

Yalnız Kur’an diyenler, Kur’andaki İslam diyenler, utanmadan yalan söylüyorlar. Sözlerinde zerre kadar samimiyet yoktur. Kur’ana inanmalarında samimi olsalardı, âyetlere inanırlardı. Allah yalnız Kur’an mı diyor? Allahü teâlâ, (Resulüme uyun, onun bildirdiği her şeyi kabul edin, haram ettiklerinden sakının, Resule uyan bana uymuş olur. Ona isyan eden bana isyan etmiş olur. Onun sözleri vahye dayanır. Onun sözünü benim sözüme aykırı görenler ve Allahın yolu ile Peygamberin yolunu birbirinden ayırmak isteyenler kâfirdir) buyurmuyor mu? İşte âyet-i kerime mealleri:

(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

(O, [Resulüm] vahyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]

(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]

(Resule itaat eden, Allaha itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allaha ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]

(Allah ve Resulüne itaat eden cennete, isyan eden cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

(İhtilaflı bir işin hükmünü Allahtan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]

(Biz her peygamberi kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64]

(Aralarında hüküm verilmek üzere Allaha ve Peygambere çağırıldıkları vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa erenler onlardır.) [Nur 51]

(Allaha ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allahın azâbı çok şiddetlidir.) [Enfâl 13]

(Allaha ve Resulüne itaat edin! [uymayıp] yüz çeviren [kâfirdir] Allah da kâfirleri sevmez.) [A. İmran 32]

(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151]

Kur’anda, (yalnız Kur’ana uyun) denmiyor, (Allaha ve resulüne uyun) deniyor. Resulünü devreden çıkaran, Kur’anın açıklaması olan hadisleri delil saymayan, Kur’anın ifadesi ile kâfir olur.

 

Kur’an ve Sünneti inkâr 

Allahü teâlâ, Resulüne Kur’anın açıklamasını, hüküm koymasını emredip, iman, itaat ve Kelime-i şehâdette de Resulünü kendisiyle birlikte bildiriyor:

(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(İhtilaflı şeyleri insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidâyet ve rahmet olsun diye bu Kitabı sana indirdik.) [Nahl 64]

(İhtilaflı bir işin hükmünü Allahtan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

(Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]

(Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.) [Ahzab 36]

(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]

(Allaha ve ümmi nebi olan Resulüne iman edin!) [Araf 158]

(Allaha ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20]

(Resulullahta sizin için [uyulması gereken] güzel örnekler vardır.) [Ahzab 21]

(Allaha ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler için de çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13]

(Allah, dilediğine hikmeti verir. Hikmet verilene de, çok hayır verilmiştir.) [Bekara 269]

(Size kitabı, hikmeti getiren ve bilmediklerinizi öğreten bir Resul gönderdik.) [Bekara 151]

İmam-ı Şafii, (Bu âyetteki hikmet, Sünnettir. Önce Kur’an, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyurdu. (Risale s.78) Kur’an ile birlikte bir de hikmet [Sünnet] getirildiği, bu âyet ile de bildirildi.

 

Yukarıdaki yazıda, yalnız Kur’an diyenlerin, Kur’ana inanmadıklarını, Kur’an ve Sünneti kabul etmedikleri için kâfir olduklarını âyetlerle bildirmiştik.

 

Bu konudaki hadis-i şerifler de şöyledir:

(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirmiştir.) [Darimi]

(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]

(Yalnız Kur’andaki helal ve haramı kabul edin diyenler çıkar. İyi bilin, Peygamberin haram kılması, Allahın haram kılması gibidir.) [Tirmizi, Darimi]

(Bana uyan cennete girer, bana isyan eden ise giremez.) [Buhari]

(Bir zaman gelir “Kur’andan başka şey tanımam” diyenler çıkar) [E. Davud]

(Kur’ana ve sünnete uyan hiç sapıtmaz.) [Hakim]

(Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.) [Müslim]

(Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. Bir hadis söylenince, “Resulullah böyle şey söylemez. Bunu bırak, Kur’andan söyle” der.) [Ebu Ya’la]

(Sünnetimi öldürüp dini bozmaya çalışanlara lanet olsun) [Deylemi]

(Ümmetim bozulunca, sünnetimi ayakta tutana şehit sevabı verilir.) [Hakim]

(İhtilaflar çıkınca, sünnetime ve hulefa-i raşidinin sünnetine sımsıkı sarılın!) [Tirmizi]

 

(Bize yalnız Kur’andan söyle) diyen birine, İmran bin Husayn hazretleri: (Ey ahmak! Mesela Kur’anda, namazların kaç rekat olduğunu bulabilir misin?) dedi. Hz. Ömer, farzların seferde kaç rekat kılınacağını Kur’anda bulamadık diyenlere, (Allahü teâlâ, bize, Resulullahı gönderdi. Kur’anda bulamadığımızı, ondan gördüğümüz gibi yaparız. O, seferde, 4 rekatlı farzları iki kılardı) buyurdu. (Mizan-ül-kübra)

 

Resulullah Kur’anı açıkladı

Kur’an-ı kerimde, (Resulüm, sana indirdiğimiz Kur’anı insanlara açıkla) buyuruluyor. (Nahl 44)

İmam-ı Şarani hazretleri de buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğu, rüku ve secdede okunacak tesbihler, vakit namazları ile bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağı, namazı bozan şeyler, zekat nisabı, zekatın hangi maldan verileceği orucun ve haccın farzları, oruç kefareti, hukuk bilgileri, kedi köpek etinin yenilip yenilmeyeceği gibi birçok husus açıkça bildirilmemiştir. Yani hiçbir âlim, bunları Kur’an-ı kerimden bulup çıkaramazdı. Bunları peygamber efendimiz açıklamıştır. (Mizanül kübra)

 

Yalnız Kur’an diyen müsteşriklere [oryantalistlere] soruyoruz. Kur’an-ı kerimde (Meyte ve kan size haram kılındı) buyuruluyor. (Maide 3) Meyte, boğazlanmadan ölen veya öldürülen yani leş olan hayvandır. Bir müsteşrik, bu âyete bakarak balık yemenin haram olduğunu söyler. Ona göre sadece delil Kur’andır. Hâlbuki Allahü teâlâ (Bir işte anlaşamazsanız, bu işin hükmünü öğrenmek için Kur’ana ve sünnete bakın!) buyuruyor. Balık kesilmeden yenir mi diye Kur’ana bakınca müsteşrik yenmeyeceğini anlar. Dalak kandır. Müsteşrik, âyete bakınca bunun da haram olduğunu anlar. Fakat sünnete bakılınca istisna olarak balık ve dalağın helal olduğu görülür. Hadis-i şerifte, (Size iki meyte ve iki kan helal kılındı. İki meyte balıkla çekirgedir, iki kan ise, karaciğerle dalaktır) buyurulmuştur. (İbni Mace, Ebu Davud)

 

Yine Peygamber efendimiz, (Denizin suyu temizdir, meytesi helaldir) buyurarak deniz meytelerinin helal olduğunu bildirmiştir. (Ebu Davud, Abdürrezzak)

Buna da açıklık getirilmiş, her meyte değildir. Mesela kendiliğinden ölüp su yüzüne çıkan balığın da yenilmeyeceği hadis-i şerifle bildirilmiştir. (Dare Kutni)

 

Aslan, kaplan, kurt, maymun ve köpek gibi yırtıcı hayvanlarla, atmaca, kartal, doğan ve şahin gibi yırtıcı kuşların etlerinin haramlığı da hadis-i şerifle bildirilmiştir. (Müslim)

(Yemin ederim ki, ben size ancak Allahın emrettiğini emrediyor, nehyettiğini nehyediyorum) buyurdu. (Taberani), zaten onun sözleri vahiydir. (Necm 4)

 

Kur’ana, İslama uymak için, Peygamber efendimize uymak gerekir. Peygamber efendimize uymak için de İslam âlimlerine uymak gerekir. Kur’an-ı kerimde (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyuruluyor. (Nahl 43) Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Âlimlere tâbi olun!) [Deylemi],

(Âlimler yeryüzünün ışıklarıdır. Benim ve diğer peygamberlerin varisleridir.) [Ebu Nuaym],

(Âlimler rehberdir.) [İ. Neccar],

(Âlim, Allahın güvendiği kimsedir.) [Deylemi]

 

Tahtavi hazretleri, buyuruyor ki: (Kur’an-ı kerimdeki, (Allahın ipine sarılın!) emri, (Fıkıh âlimlerinin, mezhep imamlarının bildirdiklerine uyun) demektir.) [Dürr-ül muhtar haşiyesi]

 

Nasıl kanunlar, Anayasadan ayrı kabul edilmezse, sünnet, yani hadis-i şerifler de Kur’an-ı kerimden ayrı değildir. Onun açıklamalarıdır. Nasıl, tüzükler, yönetmelikler, kanunlara aykırı kabul edilmiyorsa, icma ve kıyas-ı fukaha da sünnete aykırı değildir. Kıyas, Kur’an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin açıklamasıdır. Sünneti Kur’an-ı kerimden ayrı, kıyası [âlimlerin ictihadlarını] hadis-i şeriflerden başka göstermeye çalışanların, sapık olduğu Mektubat-ı Rabbani’de yazılıdır.

 

Yalnızken Tesettür

Evde yalnız iken, kimse yok iken, çıplak durmak günah mıdır?

CEVAP

Hadis-i şerifte, (Yalnızken de, avret yerinizi açmayın! Zira yanınızda hiç ayrılmayanlar vardır. Onlardan utanın ve onlara saygılı olun) buyuruldu.[Hiç ayrılmayanlar, hafaza melekleridir. İnsandan yalnız helada ve cimada ayrılır.] (Eşiat-ül-lemeat)

Yine hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Avret yerlerinizi örtün! Yalnız iken de Allahü teâlâdan hayâ edin!) [Tirmizi]

Şu hâlde, insanlar yokken de tesettüre riayet etmelidir!

 

Kapanmaya önem vermeyen

Bazı arkadaşlar "teferruat" diyerek saçlarını açtı. Sokağa çıkarken peruk takabilir miyim?

CEVAP

Bahsettiğiniz kadınların, “teferruat” diyerek saçlarını açmaları haramdır. Hele kapanmaya önem vermeyenin imanı gider. Sokağa çıkarken peruk takmak zaruretsiz caiz değildir. Erkekler arasında başını açmak zarureti olduğu zaman, kadının peruk kullanması caiz ve lazım olur. Zaruret, başka çare bulamamak demektir. Sadece zaruret halinde peruk takabilirsiniz.

 

Kadınların birbirlerine avret yeri

Kadınların birbirlerine avret yeri nasıldır? Hurmet-i musahere yabancılarla da olur mu?

CEVAP

Kadınların birbirlerine avret yeri, erkeğin erkeğe avret yeri gibidir. Müslüman kadının, gayrı müslim ve Fasık kadınların ve dinsiz amca ve dayının yanında örtünmesi üç mezhepte farzdır, Hanbeli’de caizdir.

Maliki ve Hanbeli 'de erkeğin avret yeri yalnız seveteyndir. Hanefi ve Şâfii’de ise göbek ile diz arasıdır. Hanbeli’nin farklı yönü şöyledir: Erkeğin erkeğe avret yeri, diz ile göbek arası değil, sadece seveteyn, yani sadece iki avret mahallidir. Kadının kadına avret yeri diğer mezhepler gibi, diz ile göbek arasıdır. Ancak diğer mezheplerden farklı olarak, kâfir kadınlarına da, göbek ile diz arası hariç, diğer yerlerini göstermesi caizdir. Diğer üç mezhepte caiz değildir.

Hurmet-i musahere, ana baba ile olduğu gibi yabancı insanlarla da olur. Mesela yabancı bir kadına şehvetle dokunmak, yanlışlıkla bile olsa, hurmet-i musahereye sebep olur. Yani o kadının anası ile ve kızları ile o erkeğin evlenmesi Hanefi ve Hanbeli’ye göre haramdır. Bir kız da, bir erkeğe şehvetle dokunsa, o erkeğin babası ve oğlu ile evlenmesi haram olur. Şâfii ve Maliki’de hürmeti musahere yoktur.

 

 

Dinde kolaylık nedir?

(Allah size güçlük yüklememiştir) âyet-i kerimesine göre, kolaylık olacağı için, kadınların pantolon giymesinin caiz olacağı anlaşılmıyor mu?

CEVAP

Sizin ve bizim gibilerin bir âyet-i kerimeye manâ vermeleri caiz değildir. Kadının pantolon giymemesinin güçlükle ne ilgisi vardır? Benzemek niyeti olmasa da, erkeğin boynuna kolye, koluna bilezik ve kulağına küpe takması kadınlara benzemek olur ve caiz değildir. Kadının da, benzemek niyeti olmadan da, pantolon giymesi caiz olmaz.

(Dinde kolaylık vardır) diyerek bilerek veya bilmeyerek dinde yenilik yapmaya çalışanlar çıkıyor. Dinimizde ifrât ve tefritin yani aşırılığın yeri yoktur. Dinimiz orta yolda olmayı emreder. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (İşlerin hayırlısı vasat olanıdır.) [Beyheki] [Vasat, ifrât ve tefritten uzak orta yol demektir. İfrât, normalden fazla, tefrit, normalden az demektir. Mesela çok uyumak ifrât, çok az uyumak tefrittir.]

İfrâta kaçarak gücünün yetmediği şekilde ibâdet etmeye çalışmak, mesela geceleri hiç uyumadan namaz kılmak, gündüzleri hep oruç tutmak, hanımından uzak kalmak, et, süt, tatlı gibi şeyleri hiç yememek, iyi müslüman olmak demek değildir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Kolay bir din ile gönderildim. Dinimizde ruhbanlık yoktur. Et yiyin, hanımlarınızla mübaşeret edin! [Nâfile] oruç da tutun! Tutmadığınız günler de olsun! [Nâfile] namaz da kılın! Uyuyun da. Ben bunlarla emrolundum.) [Taberani]

(Din kolaylıktır. Dinde aşırı gideni din mağlup eder.) [Nesai]

Şu hâlde yiyip içmeden, uyumadan ibâdet etmek zordur.

Günümüzde ifrâta kaçanlar azdır veya hiç yoktur. Fakat tefrite gidenler çoktur. (Dinde kolaylık var) veya (Kolayını yapıyorum) diyerek dini bozmaya çalışanlar çoktur.

Birkaç misâl:

Ayaklara mest giyiliyor, üstüne meshediliyor diyerek tırnaklara oje sürüp, üstüne meshetmek caiz olmaz. Yahut bugünkü naylon çoraplara meshetmek caiz olmaz. Çoraba meshetmek kolaylık ise de, dinin emri değişmiş olur, ibâdet sahih olmaz.

Su bulunmadığı zaman teyemmüm etmek farzdır. Fakat dinde reformcuların dediği gibi, sular kesilince hemen teyemmüm edin demek, dinde kolaylık değil, dini değiştirmektir. Ramazan yaza gelince tutmayıp, kışa tehir etmek de dini değiştirmek olur.

(Dinde kolaylık var) diyerek namazları vaktinde kılmayıp, hepsini gece yatarken kılmak da dini değiştirmek olur. (Dinde zorluk yoktur, kolaylık vardır) demek, (Dinimizin verdiği ruhsatlardan faydalanın) demektir. Yoksa, (Herkes hoşuna giden şeyleri yapsın, hoşlanmadığı şeyleri yapmasın, ibâdetleri keyfine göre değiştirsin, erkek kadın elbisesi giysin, kadın erkek elbisesi giysin) demek değildir. Dinde ufak bir değişiklik yapmaya hiç kimsenin yetkisi yoktur.

Kur’an-ı kerimde de meâlen, (Dinlerini oyuncak ve eğlence edinen kimseleri bırak) buyurulmaktadır. (En’âm 70)

 

Pantolon giymek

Bayanların bayan pantolonu giymesi haram mıdır?

CEVAP

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:

(Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!) [Hakim]

(Erkeğe benzemeye çalışan kadın, kadına benzemeye çalışan erkek bizden değildir.) [İ.Ahmed]

(Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!) [Buhari]

(Erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere Allah lanet etsin!) (Taberani)

Benzemek niyeti olmasa da, erkeğin boynuna kolye, koluna bilezik ve kulağına küpe takması kadınlara benzemek olur ve caiz değildir. Kadının da, benzemek niyeti olmadan da, pantolon giymesi caiz olmaz. Pantolon erkek kıyafetidir.

Seâdet-i Ebediyye kitabında diyor ki:

(Tergib-üs-salât’daki hadis-i şerifte, (Örtülü olan çıplaklara ve erkek gibi giyinen kadınlara ve kadın gibi giyinen, süslenen erkeklere lanet olsun) buyuruluyor. Hele dar pantolon, erkeklere de caiz değildir. Çünkü, kaba yerleri dışardan belli olmaktadır. Bundan başka, kadınların pantolon giymeleri eskiden de, şimdi de islam âdeti değildir. Dinsizlerden, islam tesettürünü bilmeyenlerden gelmektedir. Haramlar yayılsa, yerleşseler de, islam âdeti olamazlar. Kâfirlere benzeyenin, onlardan olacağı, hadis-i şerifte bildirilmiştir. Pantolon, manto altına giyilebilir ise de, mantonun pantolon yokmuş gibi dizleri örtmesi lazımdır.)

Hadis-i şerifte örtülü olan çıplak ifadesi geçiyor. Tayt giyenler örtülü müdür? İçindeki çamaşır belli oluyor. Kaba yerleri dışardan belli olmaktadır. Pantolon da öyledir. Hadis-i şerifte buyruluyor ki:

(Avret yerlerini açanlara ve başkasının avret yerine bakanlara, Allah lanet etsin!)

 

Kadının kadına yaklaşması

Bazı kız yurtlarında, lezbiyenliğin, eşcinselliğin çoğaldığını, ateistlerin yanında, bazı kızların da, bu günaha yakalandığını işitiyoruz. Kimisi bunun günah olmadığını zannediyor. Bunlar günah değil midir? Bir kadın, başka kadının nerelerine bakamaz?

CEVAP

İmam-ı Rabbani hazretleri, saliha bir hanıma yazdığı mektupta buyuruyor ki:

Kalp, göze tâbidir. Gözler haramdan sakınmazsa, kalbi korumak güç olur. O hâlde, imanı olanların, haram işlememesi lazımdır. Erkeklerin eşcinsel olması, haram olduğu gibi, kadınların da eşcinsel olması haramdır. Kadının da herhangi bir kadına şehvet ile dokunması ve bakması haramdır.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Kadının kadına yaklaşması [lezbiyenlik, safizm] zinadır.) [Taberani]

(Erkeğin erkeğe, kadının kadına yaklaşması zinadır.) [Beyheki]

(Erkek erkekle, kadın kadınla yetinirse, helâk olur.) [Hakim, Beyheki]

(Erkek erkekle, kadın kadınla yetinmedikçe, kıyamet kopmaz.) [Hatib]

(Erkek erkekle, kadın kadınla [zaruretsiz] aynı yatakta yatamaz.) [İ.Ahmed]

(Erkek erkekle, kadın kadınla [uygunsuz iş için] beraber olamaz.) [Abdurrezzak]

(Âhır zamanda eşcinsel üç kısma ayrılır: Bir kısmı konuşmak ve bakmakla, diğeri, tokalaşmak ve kucaklaşmakla yetinir. Bir kısmı da bu işi bilfiil yapar. Allah bunlara lanet etsin! Tevbe edenin tövbesini Allahü teâlâ kabul eder.) [Deylemi]

Kadın, kadına şehvet ile bakamaz ve dokunamaz; kocasından başkasına, erkek ve kadın, kim olursa olsun, yabancıya süslenemez.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Bir kadın, süründüğü kokuyu duyurmak için bir toplumun yanından geçerse, o da, bakan da, [bir nevi] zina işlemiş olur.) [Nesai]

Erkek ile kadın, başka cinsten oldukları için, bir araya gelmeleri nispeten güçtür. Kadının kadına yaklaşması ise daha kolaydır. Bunun için kadının kadına bakması ve dokunması, erkeğin kadına ve kadının erkeğe bakmasından daha kötü olabilir. Erkeğin erkek için ve kadının kadın için avret yeri, diz ile göbek arasıdır. Bir kadın, başka bir kadının, göbek ile diz arasına bakamaz. Zaruretsiz bakarsa, haram işlemiş olur. Kadının yabancı erkek için avret yeri, el ve yüzünden başka, bütün bedenidir. Başkasının avret yerine, lüzum yokken, şehvetsiz de bakmak haramdır.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Erkek erkeğin, kadın kadının avret yerine bakamaz, helal değildir.) [Abdurrezzak]

(Erkeğin kadına, kadının da erkeğe [şehvetle] bakması haramdır.) [Taberani]

Hz. Ümm-i Seleme validemiz anlatıyor:

Resulullahın yanında iken, iki gözü de görmeyen İbn-i Ümm-i Mektum hazretleri, izin isteyip içeri girdi. Resulullah bize, (İçeri girin) buyurdu. (O a’mâ değil mi, bizi görmez) dedim. (O sizi görmüyorsa, siz onu görüyorsunuz) buyurdu. (Tirmizi, Ebu Davud)

           

Doktora da günah vardır

Doktora günah olmaz diyorlar, doğru mu?

CEVAP

(Doktora günah olmaz) demek çok yanlıştır. Bir doktor, bir kadını muayene ederken ihtiyaçtan fazla yer açarsa, 5 dakikada muayene etmesi mümkün iken, daha fazla uzatırsa günah olur.

 

Mecbur kalmadıkça, zaruret olmadıkça, kadın, erkek doktora muayene olmamalı, kadın doktora gitmelidir. Kadın doktor bulunmazsa ve hastalık tehlikeli veya çok ağrılı ise, (Zaruretler haramları mubah kılar) hükmüne uyularak nisâiye mütehassısı erkeğe de gidebilir.

 

Bir hastanede, dahiliyeci olarak hem kadın hem de erkek varsa, hastaya tercih imkanı vermelidir. Mecburiyet olunca, erkek doktor, kadını muayene ederken, ihtiyaç miktarı kadar yer açmalıdır. İhtiyaçtan fazla açarsa günah olur. Mesela tansiyonunu ölçerken, bluz üzerinden de ölçme imkanı varsa, kolunu açması günah olur.

 

Doktorun, ihtiyaçtan fazla muayene etmesi gibi, ihtiyaç miktarından fazla konuşması da uygun değildir. Müslüman doktor, her zaman ciddiyetini muhafaza etmeli, günah olacak iş ve hareketlerden sakınmalıdır! Tanıdık bir göz doktoru, (Bilgisayarla bakınca, bazı hastalıkları ve göz kusurlarını hemen anlıyoruz. Fakat hasta, “benimle fazla ilgilenmedi” demesin diye, birkaç defa aynı işlemi tekrarlıyoruz) dedi. Günah olmadığı için böyle istisnalar olabilir.

 

Kadınların birbirlerine avret yeri, erkeğin erkeğe avret yeri gibidir. Erkek, erkeğin; kadın da, kadının göbek ile diz arasına bakamaz. Mesela üroloji doktoru, bir erkeğin belden aşağısını soyup bakamaz. Bir bez koyup eli ile kontrol eder. Göz ile de bakması gerekiyorsa, bezin bir kenarını ihtiyaç kadar açıp bakar. Kadın doktor da, bir kadını böyle bir bez örterek muayene eder. Kadın kadına zararı olmaz demek yanlıştır. Çünkü kadının da, zaruretsiz, başka bir kadının diz ile göbek arasına bakması haramdır.

 

Gayrı müslim ve mürted kadınların, müslüman kadınlarına bakması, yani müslüman kadınların bunlara görünmeleri, yabancı erkeklere görünmeleri gibi olup, üç mezhepte de haramdır. Bunlar müslüman kadınlarının bedenine bakamazlar. Hanbeli mezhebinde caizdir. Bunlara muayene olmak mecburiyetinde kalındığında, Hanbeli mezhebi taklit edilirse, yani (Hanbeli’ye uydum) denirse günahtan kurtulmuş olunur. Şifa için, özel kaplıcaya gidemeyen hasta da, umumi kaplıcaya gidince, avret yeri açık olan varsa, Hanbeli mezhebini taklit etmelidir.

 

Gözü haramdan sakınmak

Denizde, hamamda, kaplıcada, “Hepimiz erkeğiz veya hepimiz kadınız” diyerek, erkek erkeklerin yanında, kadın kadınların yanında açık duruyorlar. Bu günah değil midir?

Nur suresinin, (Ey Resulüm, müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar) mealindeki 31. âyetinde bildirilen avret yerleri nerelerdir?

CEVAP

Bakılması haram olan yere avret yeri denir. Hanefi ve Şâfii’de erkeğin avret yeri göbek ile diz arasıdır. Mâliki ve Hanbeli’de ise yalnız seveteyn, yani sadece ön ve arka kısımdır. Kadınların birbirlerine avret yeri, erkeğin erkeğe avret yeri gibidir. Müslüman kadının, gayri müslim ve fâsık kadınlar ile dinsiz amca ve dayının yanında örtünmesi üç mezhepte farz, Hanbeli mezhebinde caizdir. Hanbeli mezhebinin farklı yönü şöyledir:

Erkeğin erkeğe avret yeri, diz ile göbek arası değil, sadece seveteyn, yani iki kaba avret mahallidir. Kadının kadına avret yeri diğer mezhepler gibi, diz ile göbek arasıdır. Ancak diğer mezheplerden farklı olarak, gayri müslim kadınlara da, göbek ile diz arası hariç, diğer yerlerini göstermesi caizdir. Diğer üç mezhepte caiz değildir. Zaruret olunca Hanbeli mezhebi taklit edilerek kapalı kadın, açık kadınların yanında başını, kollarını açabilir.

Avret yerini açmak veya başkasının avret yerine bakmak büyük günahtır. Hamama, kaplıcaya, denize gidenin diz ile göbek arasını ve dizlerini de örtmesi farzdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Erkeğin göbek ile dizleri arası avrettir.) [Ebu Davud]

(Uyluk avret yeridir.) [Buhari, Ebu Davud, Tirmizi]

(Avret yerini açmak büyük günahtır.) [Hakim]

(Erkek, erkeğin; kadın, kadının avret yerine bakması helal olmaz.) [Müslim]

(Evlerin en kötüsü hamamdır. Orada sesler yükselir, avretler açılır. Tedavi veya kirden temizlenmek için girecek olan örtülü girsin.) [Taberâni]

(Allaha ve ahirete inanan hamama peştamal ile örtülü girsin!) [Nesâi]

(Avret yerini açana ve başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!) [Beyheki]

(Din kardeşinin avret yerine kasten bakanın kırk gecelik namazı kabul olmaz.) [İ. Asâkir]

Evde kimse yok iken de, çıplak durmak günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Yalnızken de, avret yerinizi açmayın! Zira yanınızda hiç ayrılmayanlar [hafaza melekleri] vardır. Onlardan utanın ve onlara saygılı olun.) [Eşiat-ül-lemeat]

(Avret yerlerinizi örtün! Yalnız iken de Allahü teâlâdan hayâ edin!) [Tirmizi]

(Allah hayâyı ve örtünmeyi sever. Öyle ise yıkanırken avret yerinizi örtün.) [E. Davud]

(Gece guslederken avret yerini açmaktan sakının. Eğer sakınmayan çıkar da, onda delilik alameti görülürse, kendisinden başkasını suçlamasın.) [Hakim.]

Kapalı da olsa kadına şehvetle bakmak günahtır. Kadının erkeğe bakması da günahtır. Ümm-i Seleme vâlidemiz anlatır: Resulullahın yanında iken, iki gözü de görmeyen İbni Ümmi Mektum, izin isteyip içeri girdi. Resulullah bize, (İçeri girin) buyurdu. (O â’mâ değil mi, bizi görmez) dedim. (O sizi görmüyorsa, siz onu görmüyor musunuz?) buyurdu. (Tirmizi, Ebu Davud)

Yine buyurdu ki: (Erkeğin kadına, kadının da erkeğe [şehvetle] bakması haramdır.) [Taberâni]

 

Tesettür ve setr-i avret ile ilgili çeşitli sorular

 

Avret mahalli ne demektir? Namazda nasıl dikkat etmeli?

CEVAP

Bir kimsenin açması, başkasına göstermesi ve başkasının bakması haram olan yerlerine (Avret mahalli) denir. Erkeklerin avret mahalli göbekten, diz altına kadardır. Diz avrettir. Buraları açık iken kılınan namaz kabul olmaz. Namaz kılarken, vücudun diğer kısımlarını (kolları, başı) örtmek, (çorap giymek) erkeklere sünnettir. Buraları açık namaz kılmaları mekruhtur.

 

Kadınların avuç içlerinden ve yüzlerinden başka her yerleri, ellerinin üstü, saçları ve ayakları dört mezhepte de avrettir. Bunun için kadınlara (Avret) denilmiştir. Buralarını örtmesi farzdır. Avret uzuvlarından herhangi birinin dörtte birisi, bir rükün açık kalırsa, namaz bozulur. Azı açılırsa bozulmaz. Namazı mekruh olur. İnce olup, içindeki uzvun şekli veya rengi görünen kumaş, yok demektir.

Yorgan altında çıplak yatan bir hasta, başı yorgan içinde iken, ima ile namaz kılınca, çıplak kılmış olur. Başını yorgandan çıkarıp kılarsa, yorganla örtülü kılmış olup, caiz olur.

 

Kadınların, namaz dışında, yalnız iken, diz ve göbek arasını örtmesi farz olup, sırtını ve karnını örtmesi vacip, başka yerlerini örtmesi edeptir.

 

Erkek erkeğin ve kadın kadının avret yerlerine de bakmaları haramdır. Erkeklerin kadınlara ve kadınların, erkeklerin avret yerlerine bakmaları haram olduğu gibi, erkeklerin erkeğin avret yerine ve kadınların kadının avret yerine bakmaları da haramdır. Erkeğin erkek için ve kadın için avret mahalli, diz ile göbek arasıdır. Kadının kadın için avret mahalli de böyledir. Kadının yabancı erkek için avret mahalli ise, ellerinden ve yüzünden başka bütün bedenidir. Yabancı kadının avret yerine şehvetsiz de bakmak haramdır.

 

Bir erkek, nikahla alması ebedi haram olan, onsekiz (mahrem) kadının, başına, yüzüne, gerdanına, kollarına, dizden aşağı bacağına, şehvetten emin ise bakabilir. Bu kimse, göğüslerine, koltuklarına, uyluklarına, dizlerine ve sırtına bakamaz.

 

Bir kadın için, amca, hala, teyze ve dayı çocukları da yabancı erkek gibidir. Enişte, kayın biraderi de yabancı erkektir. Bunlarla konuşması, şakalaşması ve bir yerde bulunması haramdır. Erkeklerin de amca, hala, teyze ve dayı kızları ile ve baldız ve yenge ile konuşmaları haramdır.

 

Bir erkek, mahrem olan 18 kadın ile ölünceye kadar evlenemez. Bunlarla konuşabilir. Yalnız olarak bir yerde bulunabilir. Kadın da, 18 erkek ile evlenemez. [Nikahı düşenler düşmeyenler bahsine bakınız.]

 

Hamama veya kaplıcalara gidince, erkekler kısa şortla duruyorlar. Erkeğin avret yeri diz ile göbek arası olduğuna göre, buraları açık durmak günah değil midir? Tedavi maksadı ile kaplıcaya gidilince caiz olur mu?

CEVAP

Hamama, kaplıcaya giden kimsenin diz ile göbek arasını, dizleri de örtmesi farzdır.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Allaha ve ahirete inanan hamama peştamal ile örtülü girsin, peştamalsız girmesin!) [Nesai]

(Erkeklerin ahir zamanda hamama gitmeleri haram olur. Çünkü hamamlarda avret yerleri açık olanlar bulunur. Avret yerini açana ve başkasının avret yerine bakana Allah lanet eylesin!) [F. Bilgiler]

(Erkeklerin dizleri ile göbekleri arası avrettir.) [R. Nasıhin]

Peygamber efendimiz, hamamdan sakınılmasını buyurunca, oradakiler, (Ya Resulallah, hamam kirleri temizlediği gibi, hastalara da şifalı olur) dedikleri zaman, onlara (Hamama avret yerleri örtülü olarak girin!) buyurdu. (Hakim)

Kadınların da tedavi maksadı ile örtülü olarak hamama girmesi caizdir. (İbni Mace)

 

Yazın başörtülü bayanları görüyorum ayaklarında çorap yok. Ayaklarına çorap giymeden dışarı çıkmak caiz  mi? Hanefi mezhebine göre ayaklar açık olarak gezilebilir mi?

CEVAP

Seâdet-i Ebediyye kitabında buyuruluyor ki:

Hür olan kadınların ellerinden ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve ayaklarının altı, namaz için Hanefide avrettir. Ellerin üstü avret değildir diyen kıymetli kitaplar çoktur. Bunlara göre, kadınların bileklerine kadar ellerinin üstü açık kılmaları caiz olur. Fakat, kitapların hepsine uymuş olmak için, kadınların elleri örtecek kadar uzun kollu namazlık veya geniş baş örtüsü ile elleri örtülü olarak kılmaları, daha iyi olur. Kadınların ayakları namazda avret değildir diyen de varsa da, bu âlimler de, namazda örtmesi sünnet, açması mekruhtur dedi. Erkeğin veya kadının avret uzuvlarından herhangi birinin dörtte biri, bir rükün açık kalırsa, namaz bozulur. Azı açılırsa bozulmaz. Namazı mekruh olur. Mesela, ayağının dörtte biri açık olan kadının namazı sahih olmaz. (Umdet-ül-islam)da diyor ki, (Kadının topuk kemiği veya bileği veya boynu veya saçı açık olarak kıldığı namazı sahih olmaz. İnce olup içindeki uzvun şekli veya rengi görünen kumaş, yok demektir).

 

Şâfiide kadının iki elinden ve yüzünden başka her yeri her zaman avrettir. (Halebi-yi kebir)de diyor ki, (Hür kadının avuç içinden ve yüzünden ve ayaklarından başka bütün vücudu avrettir. Ayaklarına avret diyenler de oldu. Nur suresindeki âyet-i kerimede meâlen, (Kadınlar ayaklarını yere vurarak yürümesinler ki, ayaklarındaki örtülü ziynetlerin sesleri işitilmesin) buyuruldu. Ayakların avret olduğu buradan da anlaşılmaktadır).

 

Görüldüğü gibi âlimler farklı bildirmişlerdir. Namaz dışında avrettir ve avret değildir diyenler de olmuştur. En iyisi namazda ve namaz dışında ayakları çorapla örtmelidir. Ayağı açık gezenlere de haram işliyor dememelidir.

Başörtüsünün omuzları örtmesi gerekir mi?

CEVAP

Başörtüsünün omuzları örtmesi gerekmez. Boynu örtmelidir. Hatta çene altını da kapatmalıdır.

 

Kadının çene altı da avret midir?

CEVAP

Evet. Çenenin altını kapatmak için çeneyi de kapatmak gerekir.


Namaz kılmadığım halde tesettürlü olmam mı lazım?

CEVAP

Sadece namaz kılanın değil, namaz kılmayanın da tesettüre riayet etmesi gerekir. Kapanmanın en kolay yolu çevre değiştirmektir.

 

İhtiyaç olunca hanım benim hırkamı, ben de onunkini giysem caiz mi?

CEVAP

İhtiyaç olunca, birbirinizin hırkasını giymeniz caiz olur. Hz. Hasan, (Resulullah, ihtiyaç olunca hanımının peştamalını kuşanarak namaz kılardı) buyuruyor. (Beyheki)

Bugün, birçok elbiseyi kadın da erkek de giymektedir. Ancak, kadına benzemek niyetiyle kadın elbisesi giyinen erkeğe, erkeğe benzemek niyetiyle erkek gibi giyinen kadına lanet edilmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!) [Hakim]

(Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!) [Buhari]

(Erkeğe benzemeye çalışan kadın, kadına benzemeye çalışan erkek bizden değildir.) [İ.Ahmed]

 

Erkeğin bakılması haram olan yerleri nelerdir?

CEVAP

Dizle göbek arasıdır. Kadının kadına avret yeri de diz ile göbek arasıdır. Bir kadın, başka bir kadının bu kısmına zaruretsiz bakması haramdır. Fasık veya kâfir kadın, yabancı erkek gibidir, müslüman kadının saçına bile bakamaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Erkek, erkeğin; kadın, kadının avret yerine bakamaz.) [Müslim]

 

Evimde kimse yok iken şortla dolaşabilir miyim?

CEVAP

Kitaplarda (Kadınların, evinde yalnız iken, diz ile göbek arasını örtmesi farz, sırtını ve karnını örtmesi vacip, başka yerlerini örtmesi edeptir) deniyor. Demek ki şortla dolaşmak caiz olmuyor. Ama başı kolları dizden aşağı kısmı açık olarak dolaşmak caizdir.

 

Bayanların gece yatarken kırmızı giymemesi diye bir şey var mı? Karakura basarmış diye bir şeyler var mı?

CEVAP

Öyle bir şey yok. Yatarken kırmızı giymenin mahzuru yoktur.

Bayanların, kalın olup ten rengi çorap giymesi uygun mu?

CEVAP

Uygundur. Çünkü dizden aşağısı kaba avret yeri değildir.

Kadınların manto ve pardösülerinin boyu ne kadar olmadır? Diz kapaklarına kadar olanları giyebilirler mi?

CEVAP

Ayaklarına kadar uzun olması iyidir. Dizin altına kadar olsa da caizdir.

 

Manto uzunluğu diz altına kadar olsa da olur dediniz, pantolon giyince de, manto diz altına kadar olsa olur mu?

CEVAP

Pantolon görülmemelidir. Manto kısa ise, pantolon yerine uzun etek veya kalın çorap giymelidir. Diz kapağın altına kadar pantolon giyilirse, manto pantolondan daha uzun olmalıdır. Yani pantolon görülmemelidir.

 

Kadınların naylon çorap giymesi caiz midir?

CEVAP

Derisini, kıllarını gösteren çorap yok demektir.

 

Kadınların deri manto giymesi caiz mi?

CEVAP

Dar ve vücuda yapışık ise caiz olmaz.

 

Kadın, evde, diğer kadınların yanında deri giyebilir mi?

CEVAP

Evet giyebilir.

 

Kadınlar için suni (yapay) kadife, kadife gibi ziynete girer mi?

CEVAP

Evet ziynete girer.

 

Deri görünümünde suni deri giymek hanımlar için deri hükmünde midir?

CEVAP

Evet deri hükmündedir.

 

Kadınlar evde kocasına veya misafir geldiği zaman onlara karşı pantolon giyebilir mi?

CEVAP

Giyemez. Pijama, eşofman giyebilir.

 

Kadınlar evde pijamayla dolaşabilir mi?

CEVAP

Evet dolaşabilir.

 

Bir bayan arkadaşım, eşarbını çenesinin üstünden bağlıyor. Çenemizi de örtmemiz gerekiyor mu? Ben öyle bağlayamıyorum. Bağlamam farz mıdır?

CEVAP

Çenenin üstü değil, çenenin altı avrettir. Çenenin üstünü bağlamak şart değil. Eğer çene altından iğnelenebilirse, çene görünmüyor.

 

Bayanlar çenelerinin üstünden iğneleseler nasıl olur?

CEVAP

Önemli olan çenenin alt kısmının kapanmasıdır. Kolayınıza nasıl geliyorsa öyle kapatırsınız. Çene üstünden iğnelemek daha iyi olur ama, biraz görünüşü nasıl olur bilmiyorum. İslam Ahlâkı kitabında şöyle yazıyor: Saçlarının hepsini, kalın baş örtüsü ile örtmelidir. Bu örtünün ortasının ön kısmı, alına yapışmalı ve kaşlara yakın inmeli, iki kenarı, iki kaşın kenarından, çeneye indirilerek, çene üstünde, iğne ile bitiştirilip, göğse sarkmalı, ortasının arka kısmı, sırtı örtmelidir.

 

Kollarımızın dar bir bulüz ile örtünmesi caiz midir? (geri kalan kaba avret yerleri örtülü olmak şartıyla)

CEVAP

O da caizdir. Göğüs kısmı hiç belli olmamalıdır. Sırt da kaba avrettir. Orası da bol ve kalın olmalıdır.

 

Kadınların kadınlar arasında tesettürü nasıl olmalı?

CEVAP

Tam İlmihalde buyruluyor ki:

“Kadınların birbirlerine avret yeri, erkeğin erkeğe avret yeri gibidir.”  Erkekte bu diz ile göbek arasıdır. Yani namaz kılan müslüman kadın, diğer müslüman, namaz kılan kadına, göbek ile diz arasını gösteremez. Diğer yerlerini göstermesi caizdir.

 

Tesettürlü bir bayanın evinde camları silerken veya balkon yıkarken, veyahut da balkonda çamaşır asarken giyimi yine her zamanki gibi başı örtülü uzun ve geniş elbiseli ve kollar ve bacaklar örtülü şekildedir değil mi? Yoksa, kolların dirseklere kadar açık olabilmesi veya bacakların dize kadar sıyrılı olabilmesi diye bir şey söz konusu mudur?

CEVAP

Nerede olursa olsun tesettüre riayet etmesi gerekir. Bazıları bahçede, evin yanında riayet etmiyor. Orada dinin emrine uyulmaz mı? İnsanların gördüğü her yerde tesettüre riayet etmeli.

 

Tesettür için (Nur Suresi 31. ve Ahzab Suresi 59.âyetler de) hitap sadece Peygamber hanım ve kızları mı, yoksa müminlerin hanımlarına da söyle deniyor mu?

CEVAP

Tesettür sadece Peygamber hanımlarına değil, herkesedir.

Namazın nasıl kılınacağı, fazları, haramları, namazı bozanlar vesaire Kur'an-ı kerimde yazmadığı gibi, tesettürün nasıl olacağı da Kur'anı kerimde açıkça yazılı değildir. Bunu Peygamber efendimiz bildirmiştir. Mesela cariye denilen bayanların tesettürü farklıdır. Bunu da Peygamber efendimiz bildirmiştir. Onun için sadece bir meseleyi Kur'an-ı kerimden anlamak çok zor, hatta imkansızdır. Onun için fıkıh kitaplarına bakmak gerekir. Mealden tefsirden din öğrenilmez.

 

Suni ipek eşyası var bunlar giyilmesi uygun mu?

CEVAP

Evet giyilir.

 

Kadınların başlarını gerek ibâdet yaparken gerek Kur’an okurken gerekse ibâdet dışında iken kapamaları farz diye biliyorum.

CEVAP

Namaz kılarken ve yabancı erkeklerin yanında başlarını kapatmaları farzdır. Kur'an okurken açık durmak mekruhtur. Evde kimse yokken kapalı durmak da edeptendir.

Kadının erkekleri cezbedici şekilde giyinmesi günah mı?

CEVAP

Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:

(Şehvet ile bakan erkeğe ve baktıran kadına, Allahü teâlâ lanet etsin!)

 

Müslüman olmuş Avrupalı bir bayanım. Müslüman kadınlar spor yapabilirler mi? Kadın yüzebilir mi? Nasıl giymeli vb...Bana yardımcı olursanız çok sevinirim.

CEVAP

Spor da yapabilirler, yüzebilirler de. Vücutlarını yabancılara göstermemelidir. Saçlarının telini bile yabancı erkek görmemelidir.

Ancak aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:

Kadının kadına avret yeri, diz ile göbek arasıdır, buralar kadınlara da gösterilmez. Yani kadınlar kendi aralarında mayo giyip denize giremezler. Göbek ile diz arası kapalı olmalıdır.

İkinci bir husus da, kâfir kadınları, mürted kadınları, ateist, komünist vesaire kadınlar, erkek hükmündedir, bunların yanında saç bile açılmaz. Hatta müslüman bile olsa açık kadınların yanında bile açık durmak caiz değil. Sadece Hanbeli mezhebinde kâfir kadınlarının yanında göbek ile diz arası hariç diğer yerlerini açabilirler. Zaruret olduğu zaman bu mezhep taklit edilir.

 

Bir insan baş örtmenin farz olduğunu kabul ettiği halde örtmezse günahkâr oluyor. Peki kabul ettiği halde başkalarının örtmesine engel olan mesela kızının kapalı olmasına karşı çıkan onu engellemek isteyen bir anne veya baba küfre düşer mi?

CEVAP

Baş örtmenin farz olduğunu bilir de, kızımıza bir zarar gelmesin diye aç diyorsa haram işlemiş olursa da, küfre girmez.

 

Almanya da üniversitede, kimya bölümünde okuyorum. Ama doğum olayına, çocukların dünyaya gelişini seyretmeye çok merakım var. Tıp bölümünde okuyan arkadaşlarla fiili doğuma katılıp seyretme, bakma imkanım var. Doğum yapan kadınlar Alman. Bakmam caiz mi?

CEVAP

İster müslüman olsun, ister gayri müslim kadın olsun, ikisine de bakmak haramdır.

 

Kadınların kendi aralarında göbek ile diz kapağı arası haramdır. Bu durum ana kız arasında veya iki kız kardeş arasında da geçerli midir?

CEVAP

Geçerlidir.

Namazda kadın neden kapanır? Sonuçta kadının kapanması erkekten korunmak için değil mi, yani en azından ben öyle biliyorum, namazda neden korunasın ki?

CEVAP

Namazda kapanmak erkeklerden korunmak için değil, Allahın emrine uymak içindir. Erkeklerden korunmak da Allahın emridir. Allahın emri olmazsa niye erkeklerden korunalım ki? Dişi hayvanlar, erkek hayvanlardan hiç korunmuyor. Erkekler saçımızı görse ne olur? Allah erkeklere göstermeyin dediğine göre göstermemek gerekir. Namazda kapan diyorsa kapanmak gerekir. Müslüman kadınların yanında göbek ile diz arasını kapat diyorsa kapatmak gerekir. Hıristiyan kızlarına karşı erkek gibi kapan diyorsa, saçımızı da hıristiyan kızlara göstermemek gerekir. Kâfir kızı görünce ne olacak denmez. Allah söz dinleyenle dinlemeyeni ayırt etmek için böyle emirler veriyor. Ahirette bunların hesabını soracak. Şunu emrettim niye yapmadın diyecek.

 

1970 doğumlu, evli ve bir kız evladı sahibi bir kişiyim. Uzun bir müddet iş hayatında bulundum. Yaklaşık bir yıl kadardır da (bebeğimin doğumundan beri) çalışmıyor, bebeğimi büyütüyorum. Bu müddet zarfında pek çok şeyi düşünmek fırsatım oldu. Bu güne kadar iş, güç, evlilik derken ne kadar dünyevi işlere dalıp gittiğimizi düşündüm. Şimdiye kadar iyi bir müslümanın yapması gerekenleri yapamadık. Gaflet içinde dünyevi zevklere daldık durduk. Ama şu mübarek üç aylarda Cenab-ı Hak bana namaz kılmayı bahşetti. Şu anda beş vakit namazımı kılabiliyorum.

Size bu yazıyı yazmamın en önemli sebebi sizden bir yardım talebinde bulunmamdandır. Sayın hocam bu günkü yazınızda islam âlimlerinden, onların ne kadar kıymetli insanlar olduğundan
bahsetmişsiniz. Ben de Allahın izniyle elimden geldiği kadar ilim öğrenmek istiyor Cenab-ı Hakkın  yolundan ilerlemek istiyorum.

Şu anda benim iki tane çok önemli sorunum var. Birincisi, bazı çevrelerin modern olarak algıladıkları bir giyiniş tarzım var. Başım açık, kot da dahil pantolon giyiyor, süsleniyor, kısacası dış görüntüme dikkat ediyordum. Ancak ben artık kafamı kapatmak ve pantolonlara paydos etmek istiyorum. Müslüman olarak artık dinimizin bildirdiklerine uymak istiyorum.

Sizden istediğim bana bu konuda aydınlatıcı bilgiler vermeniz ve Allahü teâlânın emrettiklerini yerine getirebilen bir kul olmama vesile olmanız. Bana başımı kapatabilmem ve nefsimi yenebilmem için lütfen yardım edin. Bana neler yapmam gerektiği hakkında tavsiyeler verip nefsimi nasıl yenebileceğim hakkında bilgiler verin. Kaynak olarak da bir kitap tavsiye etmenizi rica ediyorum. Çünkü okuduğum bazı kitaplar aklımı oldukça karıştırıyor.

CEVAP

Her kitabı okumanız uygun olmaz elbette. Herkese tavsiye ettiğim kıymetli kitabı size de tavsiye ediyorum. O kitabı okursanız bütün sorularınıza cevap bulursunuz. Benden istediğiniz yardımı da orada bulursunuz. Zaten ben de yazdığım yazıların çoğunu o kitaptan alarak yazıyorum. Bu kitabı Türkiye gazetesi bürolarında bulabilirsiniz. İnternetten de bulmanız mümkündür. Kitabın adı Seâdeti Ebediyye. İnternet adresi: www.hakikatkitabevi.com.

 

Erkeğin de yalnız iken diz ile göbek arasını örtmesi farz mı?

CEVAP

Farzdır.

 

Kadın, kâfir nisaiyeci kadını mı, salih erkeği mi tercih etmeli?

CEVAP

Kadın olanı tercih etmek lazımdır.

 

Hastalığım askere gitmeme manidir. Doktor muayene ederken tamamen soyuyor. Muayene olmam caiz mi?

CEVAP

Evet.

 

Kadının saçının teli görünse haram mı?

CEVAP

Evet.

 

Çocuğu olmayan kadının, kadın doktora muayenesi caiz mi?

CEVAP

Evet.

 

Bayanım. Kadınlara masaj ediyorum. Kadının kadına bakması caiz olmayan yerlerine bakmam caiz mi?

CEVAP

Tedavi için caiz olur.

 

Tedavi için gidilen kaplıcada, başkasının uyluklarına bakmak günah olmasın diye, Hanbeli’yi taklit caiz mi?

CEVAP

Zaruret olunca taklit etmek caizdir.

 

Pijamada, zünnara benzeyen kuşak, küfrü gerektirir mi?

CEVAP

Kuşağını takmamalıdır!

 

Banyoda avret yeri açıkken, dışarıdakine cevap verilir mi?

CEVAP

Evet.

 

Yedi yaşından küçük kız, evde pantolon giyse, caiz mi?

CEVAP

Evet.

 

Damadım, hem de yanımızda birkaç aylık küçük kızının avret yerlerine bakıyor. Ana-babasının da, bir bebeğin avret yerine bakması günah değil midir?

CEVAP

Yeni doğan bebeklerin ve konuşmaya başlamamış olan küçük çocukların avret yeri, seveteyn denilen ön ve arka yeridir. Zaruretsiz buralara bakmak, ana-babasına da caiz değildir. Şafiide ise, bebeğin avret yerine, bakıcısından başkasının bakması haramdır.

 

15 yaşına girdiği hâlde baliga olmayan bir kız, kadın hükmünde midir ve tesettüre riayet etmesi gerekir mi?

CEVAP

Evet kadın hükmündedir. Tesettüre riayet etmesi gerekir. 9-10 yaşında bile olsa, eğer gösterişli ise yine kadın hükmündedir.

 

Kadınların yüzlerinden başka yerlerinin örtülmesi gerektiğini kitaplarda okuyoruz. Yüz neresidir? Çene altının da örtülmesi gerekir mi?

CEVAP

Yüz, alnın üst kenarından çene ucuna, bir kulağın başlama yerinden diğer kulağa kadar olan kısımdır. Çene altını da örtmek gerekir. (Halebi)

 

Evde, erkek şortla dursa, kadın başını açsa, rahmet melekleri girer mi?

CEVAP

Avret sayılan yerler açık olunca da, rahmet melekleri girmez. Erkeğin avret yeri göbek ile diz arasıdır. Kadının yüz ve el hariç her yeri avrettir. Kadın evde başı açık olunca, rahmet melekleri girmez. Hz. Hatice validemiz, Peygamber efendimize, (Saçımı açarım, melek ise kaçar, cin ise durur) demiştir.

Yabancı erkek ve fâsık kadın yok iken, kadının evinde başı açık durması caiz ise de, örtmesi iyidir. Yalnız iken de avret yerlerini örtmesi lazım mı diye soran zata, Peygamber efendimiz, (Allahtan utanmak, insanlardan utanmaktan daha lüzumludur) buyurdu. (Tirmizi, Nesai)

 

ÖMÜR SERMAYESİ TÜKENİYOR...
 
 









BİR AYET-BİR HADİS-BİR DUA
 


 
 
Bugün 36 ziyaretçi (83 klik) kişi burdaydı!

MERHABA... DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ OSMAN YALÇINTAŞ'IN WEB SİTESİNE HOŞGELDİNİZ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol