MERHABA... DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ OSMAN YALÇINTAŞ'IN WEB SİTESİNE HOŞGELDİNİZ

   
 
  NÜKTELER-2

RAMAZANDA ŞEYTANLAR BAĞLANIR DİYORSUNUZ.

Tanıdığım bir Musa amca var. Hazır cevaptır. Bir gün Musa amcaya birisi soruyor: "Ramazanda şeytanlar bağlanır diyorsunuz. Halbuki ben Ramazan'da suç isleyip hapse girdim."

Musa amca:"Ne suç isledin?"

Adam:"Orasını karıştırma, söylemem"

Musa Amca:"Ama söylemen lazım"

Adam: "Hırsızlık yaptım"

Musa Amca: "Ha bak o zaman anlatayım. Mesela köpekleri evin önüne bağlarlar. Bağlı olduğu için gelip sana bir şey yapamaz. Ama onun da bir zincir mesafesi vardır. O zincir mesafesinin içine girersen seni ısırır. İste evladım sen hırsızlık yaparken zincir mesafesinin içine girmiş hatta biraz da sürtünerek geçmişsin",der.

 

BİR GÜN FAZLA TUTMUŞ

Adama sormuşlar :

-Kaç gün oruç tuttun?

-Hastalığım nedeniyle, ancak bir gün tutabildim!

Aynı soruyu, orada bulunan Bektaşiye sorunca, hiç istifini bozmadan yanıt vermiş :

-Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!

 

ORUÇ GİTTİ AMA...

 Oruç tutan Bektaşinin biri pek fena susamış.Vakit geçirmek için kırda giderken bakmış gürül gürül akan bir çeşme...Adeta

kendinden geçmiş bir halde ağzını dayayıp lıkır lıkır içmeye başlamış.Bu sırada oradan geçen biri görüp :

-Aman erenler ne yaptın?Oruç gitti, diye seslenmiş.

Bektaşi, ağzının iki yanından süzülen sular bağrına doğru inerken cevap vermiş :

-Oruç gitti, ama fakire de can geldi!

 

KAÇ HAMSİ YERSİN?

Ula temel der “Bir öğünde kaç hamsi yersin?” Temel cevap verir: “elli.”
Pekale der şimdi ramazan, oruçlu iken kaç tane yersin?
-Yüz tane.
Dursun hayır der. Oruçlu iken bir tane yersin, orucun bozulur. Diğer doksan dokuzunu oruçsuz olarak yersin.

Espri temelin hoşuna gider. Bu espriyi hemen bir arkadaşına satması gerekir.  Bir arkadaşı ile karşılaşır.   

Ula söyle bana der. Bir öğünde kaç hamsi yersin?

Arkadaşı cevaplar: “Yirmi tane. “

Temel “tüh be” der.  “Espriyi kaçırdın. Yüz tane deseydin sana güzel bir espri yapacaktım.”  

 

 ALLAH, AFFEDER. FAKAT...

  Bir gün Bektaşiye sormuşlar:

- Baba erenler, niçin oruç tutmazsınız?

- Vallahi tutmak isterim ama halim mecalim yok.

- İftara çağırsalar gider misin?

- Aaa... doğrusu ne yapar eder giderim.

- Canım, bu nasıl olur? Allah’ ın emrini dinlemiyorsun da kulların davetine icabet ediyorsun.

- Bunda şaşılacak ne var? Bilirsiniz ki Cenabı Hak merhametlilerin merhametlisidir. Bir eşref saatine gelirse kulların günahını derhal affedebilir. Fakat insanlar böyle midir ya? Onlar, en küçük bir sebepten güceniverirler. Bunun için davetlere derhal icabet etmek gerekir.

 

BİZ TUTMİK TUTDURİK

 Bir kaç kafadar Ramazan ayında orucunu yiyen bir genci orucunu yediği için iyice bir hırpaladıktan sonrada sıkı sıkı tembih ederler.

" Bak birdaha orucunu yediğini görmeyek bu seferkinden daha beter ederik."

Aradan bir iki gün geçtikten sonra dayak yiyen genç bakar ki oruç tutmadığı için kendisini dövenlerden ikisi oturmuş yemek yeyiler hemen yanlarına giderek

"Gardaş iki gün önce ben oruç tutmamıştım diye beni dögdüz ahan siz de orucuzu tutmisiz. Ayıp olmimi?"

"Gardaş biz tutmik ama tutdurik."

 

BEN GİDERSEM BİR DAHA GELMEM

Bir Ramazan günü Nasreddin Hoca'nin gözleri susuzluktan afallamis. dayanamayip bir çesmeye çaktirmadan yanasir. Tam suyunu içerken, bir köylü görmüs hocayi :

-Aman hoca, günah degil midir bu yaptigin !

-Yikil karsimdan, Ramazan gider bir daha gelir, ama ben gidersem bir daha gelmem ! ne günahi ..

 

ORUÇ

Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş 'Evrim ne güzellikler yaratıyor!diye düşünüp mest oluyormuş birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışında ayinin daha yakın olduğunu fark ediyormus. Dakikalarca süren bir kaçısın sonunda adamın ayağı yerdeki bir dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, Tam vurmaya hazırlanırken adam "ALLAHIM!” diye bağırmış. bir anda zaman durmuş ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama;

"Yıllarca bana inanmadın,yaratılısı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?"demiş.

Adam utanç içinde: Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksizlik, ama belki AYIYI DINDAR yapabilir misin." demiş

SES: peki " diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş.Nehir tekrar akmaya başlamış her şey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamış;

"ALLAHIM, senin rızkınla orucumu açıyorum, Ham dolsun bana verdiğin nimetlere...

 

PESİN NAMAZ

Bektasi ile bir hoca birlikte yola çikmislar, bir süre sonra hoca :

-Namaz saati! demis, baslamis kilmaya...

Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektasinin beklemekten cani sikilmis, hoca namazi bitirince sormus :

-Yahu bu ne uzun namaz böyle?

-Kazaya kalmis namazlarim vardi, onlari eda eyledim!

Bektasi :

-Eh ben de bir namaz kilayim! demis ve baslamis namaza...

Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamis :

-Erenler, senin namaz da uzun sürdü!

-Önümüzdeki haftanin namazini kildim!

Hoca sasirmis :

-Yahu olur mu böyle sey?

Bektasi gülmüs :

-Yukaridaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim pesinimi niye kabul etmesin?

 

YALANSA

 Abartıcı bir kişi olarak tanınan hattat İzzet Efendi bir dostuna:

- Dün gece sabaha kadar oturdum, bir Kur’an yazıp bitirdim, demiş.

Az sonra dostu söze girmiş :

- Geçen Ramazan’da Kandilliye, bir iftar yemeğine gidiyordum. Boğaziçi’nde öyle bir fırtına çıktı ki... Dalgalar bindiğim kayığı sahildeki minarelerin şerefelerine kadar çıkardı. Kayık dalgalar arasında sallanırken iftar oldu, toplar atıldı. Ben de sigaramı kandillerden yakıp orucumu bozdum.

Mustafa İzzet Efendi bağırmış :

-Yalan !..

-Yalansa, senin dün gece yazdığın Kur’an-i Kerim çarpsın.

 

BITSIN BU DAVA

Bektaşi’nin birine konuk gelecekmiş. Bektaşi konuğu nasıl ağırlar... Elde yok, ayakta yok.. Mahcup olmak da istemiyor... Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor... Ama çaktırmadığını sanan kendisi... Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu... Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi… Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşi’nin nesi var ki, ondan alıp bana versin... Biz artık Allah’ın huzurunda hesaplaşırız... Yıllar gediyor. Yahudi, Allah’ın huzurunda davacı oluyor, Bektaşi’den... Mahkeme kuruluyor..

Allah : -Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor Bektaşi’ye...

-Kesmedim, diyor Bektaşi...

-Ben gözlerimle gördüm diyor, Yahudi..

-Allahım, diyor Bektaşi... Bir mahkemede bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.

-Haklisin ama, diyor, Allah Ben her şeyi görürüm. Ben de gördüm, kestiğini...

-Allahım, diyor Bektaşi...Ayni mahkemede, hem şahit, hem hakim olunmaz...

-Gene haklisin, diyor Allah... O zaman getirin keçiyi ona soralım...

-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mi?...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..

 

TRAFİK

Papazin biri bisiklet kullanırken polis bunu durdurmuş.

-Ehliyet ve ruhsat lütfen

papaz -ehliyetim yok ama cebimde incilim, sağ omzumda İsa, sol omzumda iyi melek var demiş.

polis -hem ehliyetin yok ham de bisiklete üç kişi biniyorsun demiş

 

 

ÖMÜR SERMAYESİ TÜKENİYOR...
 
 









BİR AYET-BİR HADİS-BİR DUA
 


 
 
Bugün 49 ziyaretçi (194 klik) kişi burdaydı!

MERHABA... DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ OSMAN YALÇINTAŞ'IN WEB SİTESİNE HOŞGELDİNİZ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol