KUTUPLARDA NAMAZ VE ORUÇ NASIL YERİNE GETİRİLİR?
Mehmet DİKMEN
Dünyamızın her tarafında gece ve gündüz süresi 24 saat olarak cereyan etmemektedir. Yeryüzünde, gece ve gündüzlerin aylarca, haftalarca sürdüğü kutup mıntıkaları yanısıra, güneşin batmadan yeniden doğduğu, yani, gecenin hiç bulunmadığı bölgeler de vardır. Buralarda oturanlar her gün 5 vakit namazlarını nasıl kılacaklardır? Oruçlarını nasıl tutacaklardır?
Bu gibi yerlerde namaz kılma mes'elesinde, biri fetva, diğeri ihtiyat ve takva diyebileceğimiz iki görüş vardır.
Birinci görüşe göre: Namazın sıhhati için vakit şarttır. Vakit girmedikçe, namaz mükellefiyeti, tahakkuk etmez. Çünkü fıkıh usûlünün umumî kaidesine göre: "Namazın sebebi vaktin girmesidir. Vakit girmeyince, sebeb yoktur. Sebeb olmayınca da müsebbeb (namaz) olmaz."
Bu hükümden dolayı, kutuplarda ve diğer anormal vakitli yerlerde yaşayan kimseler, hangi vakte rastlarsa o vakit namazım kılarlar. Tahakkuk etmeyen vakit namazını kılmak zorunda değildirler. Kılmadıkları için hiçbir mes'uliyetleri de yoktur. Bu, tıpkı, ayakları kesik bir kimseden, abdestte ayaklarını yıkama mecburiyetinin ortadan kalkması gibidir. Vakti olmayan namaz da mükellefin omuzlarından düşer.
İkinci Görüş: Kutuplar gibi gece ve gündüzlerin anormal uzunlukta olduğu yerlerde, namaz ve oruç gibi ibâdetlerin ifası hususunda, bâzı âlimler, Müslümanları ibâdetlerin feyzinden mahrum etmemek için, ihtiyat ve temkin yolunu benimsemişler, takva cihetini tercih etmişlerdir.
Buna göre, kutuplar gibi anormal vakitli yerlerde oturan kimseler, namazlarını aynı meridyen üzerinde kendilerine en yakın bulunan normal vakitli yerlerin takvimlerine uymak suretiyle kılarlar. Oruçlarını da aynı şekilde ifa ederler.
Bu şekilde düşünen İslâm âlimleri, "Ancak bir sene kadar uzun sürecek Deccal günlerinde namaz vakitleri takdir edilir..." mealindeki hadîs-i şerifin işaretine dayanmaktadırlar. [265]
Görüldüğü gibi hadîs-i şerifte, 1 gün, bir sene kadar uzadığı takdirde 5 vakit namazın normal 24 saatlik vakit üzerinden takdir yoluyla kılınabileceğine ima edilmektedir. Demek ki kutuplarda vakit yok diye namazı terk yerine, takdir yoluyla, namazları 5 vakit kılmak mümkündür. Ve bu daha ihtiyata uygundur. Böylelikle Müslümanlar ibâdetlerin feyz ve nurundan nasibsiz kalmamış olurlar. Kutuplarda takdir yoluyla günde beş vakit namazın kılınabileceğini söyleyenler; güneşin batıp hemen doğması sebebiyle sabah veya yatsı ve vitir namazlarının vaktinin olmadığı yerlerde ise, bu namazların sakıt olmayacağını, kazasının gerektiğini söylerler. Çünkü, her ne kadar namazın sebebi vakitse de, asıl sebeb ve illet, emr-i İlâhîdir. Allah'ın "namaz kılınız" şeklindeki emir ve hitabıdır. Bu cihetle her Müslüman 5 vakit namazla mükelleftir. Vakti olmayan namazlar ise, kaza edilir. İmam-ı Şafiî'nin de içtihadı bu şekildedir.
Oruç ibadetinde de aynı durum vardır. Orucun, sebebi olan ayı görmek mümkün olduğu halde, imsak ve iftar vakitleri taayyün etmemektedir. Bu sebeble, oruç ibadetinin de mükelleften sakıt olacağını söyleyen âlimler olduğu gibi, namazda olduğu şekilde takdir yoluyla oruçların tutulması gerektiğini söyleyenler de vardır.[
|